Page 208 - Evrimcilere Net Cevap 2. Cilt
P. 208

da bulunmas›yla (Lon-
                                                             gisquama insignis) orta-
                                                            ya ç›km›flt›r.  (Ayr›nt›l›
                                                          bilgi için bkz. Harun Yahya,
                                                       DNA'daki Yarat›l›fl Mucizesi,
                                                   Vural Yay›ncal›k, 2000)
                                                    Bu durumun yeni fosil bulgula-
                                              r›yla de¤iflmeyece¤i de anlafl›lmakta-
                                           d›r.  Amerikal› paleontolog R. Wesson,
                                        1991'de yay›nlanan  Beyond Natural Selection
                                      adl› kitab›nda evrimin fosil ç›kmaz›n› flöyle
                                  aç›klamaktad›r:

                   Ne var ki, fosil kay›tlar›ndaki boflluklar gerçektir. Herhangi bir (evrimsel)
                   soy oluflumunu gösterecek kay›tlar›n yoklu¤u, son derece olgusald›r.
                   Türler genellikle çok uzun zaman dilimleri boyunca sabit kal›rlar. Türler ve
                   özellikle cinsler hiçbir zaman yeni bir türe ya da cinse do¤ru evrim göstermez-
                   ler. Bunun yerine, bir tür ya da cinsin bir di¤eriyle yer de¤ifltirdi¤i gözlenir.
                   De¤iflim ise ço¤unlukla anidir. 101
                   Darwin'in, teorisini test etmemiz için gösterdi¤i ikinci büyük k›stas
               ise, bir organ›n daha küçük parçalara "indirgenebilir" olup olmad›¤›d›r.
               Yine Türlerin Kökeni'nde flöyle yazm›flt›r:
                   E¤er birbirini takip eden çok say›da küçük de¤ifliklikle kompleks bir or-
                   gan›n oluflmas›n›n imkans›z oldu¤u gösterilse, teorim kesinlikle y›k›l-
                   m›fl olacakt›r. 102
                   Bunun manas› fludur: Evrim teorisi, canl›lar›n tüm sistemlerinin, ön-
               ceden belirlenmifl bir plan olmadan, tesadüflerle ortaya ç›kt›¤› iddias›n-
               dad›r. Bu tesadüflerin aras›ndan, canl›ya fayda sa¤layanlar›n kal›c› hale
               geldi¤ini, böylece sistemlerin çok basit bir formdan bafllayarak uzun za-
               man içinde aflama aflama geliflti¤ini öne sürmektedir. (Örne¤in Darwi-
               nizm'e göre, canl›lar, daha önceden hiç gözleri yok iken, tesadüfi mutas-
               yonlar sayesinde "aflama aflama" gözler kazanm›fl olmal›d›rlar.)
                   Oysa canl› bedenlerindeki karmafl›k organlar›n hemen hepsi, tek bir
               parças› dahi eksik olsa ifle yaramayacak organlard›r. Bunlar›n "aflama
               aflama" geliflmifl olmas› mümkün de¤ildir, çünkü sistem eksiksiz olma-





             206   HARUN YAHYA
   203   204   205   206   207   208   209   210   211   212   213