Page 323 - Hayatın Gerçek Kökeni
P. 323

Maddenin Ard›ndaki S›r

             ca ve yalnızca beyninizdeki elektrik sinyallerinden ibarettir.
                 Frederick Vester bilimin bu konuda ulafltı¤ı noktayı flöyle ifade eder:
                 Bazı düflünürlerin, 'insan bir hayaldir, aslında bütün yaflananlar ge-
                 çici ve aldatıcıdır, bu evren bir gölgedir' fleklindeki sözleri günümüz-
                 de bilimsel olarak kanıtlanıyor gibidir. 397
                 Konuyu tam olarak açıklamak için öncelikle, dıfl dünya hakkında bi-
             ze bilgi veren duyularımızdan söz edelim.


                 Nasıl Görüyoruz, Duyuyoruz, Tadıyoruz?

                 Görme olayı oldukça aflamalı bir biçimde gerçekleflir. Görme sırasın-
             da, herhangi bir cisimden gelen ıflık demetleri (fotonlar), gözün önündeki
             lensin içinden kırılarak geçer ve gözün arka tarafındaki retinaya ters ola-
             rak düflerler. Buradaki hücreler tarafından elektrik sinyaline dönüfltürülen
             görme uyarıları, sinirler aracılı¤ı ile, beynin arka kısmındaki görme mer-
             kezi adı verilen küçük bir bölgeye ulaflırlar. Bu elektrik sinyali bir dizi ifl-
             lemden sonra beyindeki bu merkezde görüntü olarak algılanır. Yani gör-
             me olayı, gerçekte beynin arkasındaki küçük, ıflı¤ın hiçbir flekilde gire-
             medi¤i, kapkaranlık bir noktada yaflanır.
                 fiimdi genelde herkesçe bilinen bu bilgiye bir kez daha dikkatlice ba-
             kalım: Biz, "görüyorum" derken, aslında gözümüze gelen uyarıların elekt-
             rik sinyaline dönüflerek beynimizde oluflturdu¤u "etkiyi" görürüz. Yani
             "görüyorum" derken, aslında beynimizdeki elektrik sinyallerini seyre-
             deriz.
                                                                       3
                 Hayatımız boyunca gördü¤ümüz her görüntü bir kaç cm 'lük görme
             merkezinde oluflur. Okudu¤unuz bu satırlar da, ufka baktı¤ınızda gördü-
             ¤ünüz uçsuz bucaksız manzara da, bu küçücük yerde meydana gelmekte-
             dir. Bu arada gözden kaçırılmaması gereken bir nokta daha vardır. Az ön-
             ce belirtti¤imiz gibi, kafatası ıflı¤ı içeri geçirmez, yani beynin içi kapkaran-
             lıktır. Dolayısıyla beynin ıflı¤ın kendisiyle muhatap olması asla mümkün
             de¤ildir.
                 Buradaki ilginç durumu bir örnekle açıklayalım: Karflımızda bir
             mum oldu¤unu düflünelim. Bu mumun karflısına geçip onu uzun süre iz-
             leyebiliriz. Ama bu süre boyunca beynimiz, muma ait ıflı¤ın aslı ile hiçbir
             zaman muhatap olmaz. Mumun ıflı¤ını gördü¤ümüz anda bile kafamızın
             ve beynimizin içi kapkaranlıktır. Kapkaranlık beynimizin içinde, aydınlık,


                                              321
   318   319   320   321   322   323   324   325   326   327   328