Page 328 - Hayatın Gerçek Kökeni
P. 328
HAYATIN GERÇEK KÖKEN‹
rı okurken içinde oturdu¤unuzu sandı¤ınız odanın da aslında içinde de-
¤ilsiniz; aksine oda sizin içinizdedir. Bedeninizi görmeniz, sizi odanın
içinde oldu¤unuza inandırır. Ancak flunu unutmayın; bedeniniz de bey-
ninizde oluflan bir görüntüdür.
Tüm di¤er algılarınız için de aynı durum geçerlidir. Örne¤in siz yan
odadaki televizyonun sesini duydu¤unuzu sanırken aslında beyninizin
içindeki sesle muhatapsınızdır. Metrelerce uzaktan geldi¤ini sandı¤ınız
ses de, hemen yanınızdaki kiflinin konuflması da aslında beyninizdeki bir-
kaç santimetrekarelik duyma merkezinde algılanmaktadır. Bu algı merke-
zinin dıflında sa¤, sol, ön, arka gibi bir kavram yoktur. Yani ses sa¤dan, sol-
dan veya havadan size ulaflmaz; sesin geldi¤i bir yön yoktur.
Algıladı¤ınız kokular da böyledir; hiçbiri uzak bir mesafeden size
ulaflmaz. Koku alma merkezinizde oluflan etkileri, dıflarıdaki maddelerin
kokusu zannedersiniz. Oysa bir gülün görüntüsü nasıl ki görme merkezi-
nizin içindeyse, o gülün kokusu da aynı flekilde koku alma merkezinizin
içindedir; dıflarıdaki gülün ve kokusunun aslı ile muhatap olamazs›n›z.
Çünkü bizim için "dıfl dünya", aynı anda beynimize ulaflan "elektrik
sinyalleri bütünü"nden baflka bir fley de¤ildir. Beynimiz hayatımız boyun-
ca bu sinyalleri de¤erlendirir. Biz de bunları maddenin "dıflarıdaki" aslı sa-
narak yanıldı¤ımızın farkında olmadan bir ömür süreriz. Yanılırız, çünkü
algılarımızla maddenin kendisine asla ulaflamayız.
"Dıfl dünya" sandı¤ımız sinyalleri yorumlayıp anlamlı hale getiren
de, yine bizim beynimizdir. Örne¤in duyma algısını ele alalım. Kula¤ımı-
zın içine gelen ses dalgalarının yorumunu yaparak onu bir senfoniye çevi-
ren aslında beynimizdir. Yani müzik, beynimizin oluflturdu¤u bir algıdır.
Renkleri görürken de aslında gözümüze ulaflan sadece ıflı¤ın farklı dalga
boylarıdır. Bu farklı dalga boylarını renklere çeviren yine beynimizdir.
"Dıfl dünyada" renk yoktur. Ne elma kırmızı, ne gökyüzü mavi, ne de
a¤açlar yeflildir. Onlar, sadece öyle algıladı¤ımız için öyledirler.
Nitekim gözdeki retinada oluflan küçük bir bozukluk renk körlü¤üne
sebep olur. Kimi insan maviyi yeflil, kimisi kırmızıyı mavi, kimisi de renk-
leri grinin çeflitli tonları fleklinde algılar. Bu noktadan sonra dıflarıdaki nes-
nenin renkli olup olmaması önemli de¤ildir.
Ünlü düflünür Berkeley de bu gerçe¤e flu sözleriyle dikkat çekmektedir:
‹lkin renklerin, kokuların, v.b. "gerçekten var oldu¤u" sanıldı; ama
326