Page 70 - Hayatın Gerçek Kökeni
P. 70

HAYATIN GERÇEK KÖKEN‹

                 Kara Canl›lar›n›n Evrimi ‹ddias›
                 Dört ayakl›lar (tetrapodlar), karada yaflayan omurgal› canl›lar›n ge-
             neline verilen isimdir. Bu s›n›flama içinde amfibiyenler, sürüngenler ve
             memeliler yer al›r. Evrim teorisinin dört ayakl›lar›n kökeni hakk›ndaki
             varsay›m› ise, bu canl›lar›n suda yaflamakta olan bal›klardan evrimleflti¤i
             yönündedir. Oysa bu iddia, hem fizyolojik ve anatomik yönlerden çeliflki-
             lidir, hem de fosil kay›tlar› yönünden temelsizdir.
                 Bir bal›¤›n karada yaflamaya uygun hale gelmesi için, solunum siste-
             mi, boflalt›m mekanizmas›, iskelet yap›s› gibi farkl› yönlerden çok büyük
             de¤iflimler geçirmesi gerekir. Solungaçlar akci¤ere dönüflmeli, yüzgeçler
             vücut a¤›rl›¤›n› tafl›yacak biçimde ayak özelli¤i kazanmal›, vücut art›klar›-
             n› ar›tmak için böbrekler oluflmal›, deri s›v› kaybetmeyi engelleyecek bir ya-
             p› kazanmal›d›r. Tüm bu de¤iflimler gerçekleflmedi¤i sürece, bir bal›k kara-
             ya ç›kt›¤›nda en fazla birkaç dakika yaflayacakt›r.
                 Peki kara canl›lar›n›n kökeni evrim teorisine göre nas›l aç›klan›r? Ev-
             rimci literatüre bak›ld›¤›nda, bu konudaki baz› yüzeysel yorumlar›n La-
             marckist mant›klar tafl›d›¤›n› görebiliriz. Örne¤in yüzgeçlerin ayaklara dö-
             nüflmesi konusunda, "yüzgeçler, bal›klar›n karada sürünmeye çal›flmalar›y-
             la birlikte yavafl yavafl ayak haline geldi" gibi yorumlar yap›lmaktad›r. Tür-
             kiye'nin önde gelen evrimci bilim adamlar›ndan biri olan Prof. Ali Demir-
             soy flöyle yazmaktad›r: "Belki çamurlu sularda sürüne sürüne bu akci¤erli
             bal›klar›n yüzgeçleri bir zaman sonra amfibi aya¤› fleklinde geliflmifltir." 81
                 Bu yorumlar baflta da belirtti¤imiz gibi Lamarckist bir mant›¤a da-
             yanmaktad›r. Çünkü yorumun temelinde "kullan›lan organ›n geliflmesi"
             ve bunun sonraki nesillere aktar›lmas› kavramlar› vard›r. Lamarck'›n bir
             as›r önce bilimin d›fl›na itilmifl olan teorisi, görünen odur ki, hala evrimci
             biyologlar›n bilinçaltlar›nda büyük bir etkiye sahiptir.
                 Söz konusu Lamarckist ve dolay›s›yla bilim d›fl› senaryolar› bir kena-
             ra b›rak›rsak, do¤al seleksiyon ve mutasyona dayal› olan senaryolar› ince-
             lememiz gerekir. Bu mekanizmalarla düflündü¤ümüzde ise, sudan karaya
             geçifl iddias›n›n tümüyle ç›kmaz içinde oldu¤unu görürüz.
                 Sudan karaya ç›kan bir bal›¤›n nas›l olup da karaya uygun hale gele-
             bilece¤ini düflünelim: E¤er bu bal›k, solunum sistemi, boflalt›m mekaniz-
             mas›, iskelet yap›s› gibi farkl› yönlerden çok h›zl› bir biçimde de¤iflim ge-
             çirmez ise, kaç›n›lmaz olarak ölecektir. Öyle bir mutasyon zinciri olmal›-



                                              68
   65   66   67   68   69   70   71   72   73   74   75