Page 127 - Rumilik Tehlike Mi
P. 127

Adnan Oktar (Harun Yahya)                    125



            televizyon tesadüfler sonucunda oluştu, atomlar biraraya geldi ve bu
            görüntü oluşturan aleti meydana getirdi" dese ne düşünürsünüz? Binlerce
            kişinin biraraya gelip yapamadığını şuursuz atomlar nasıl yapsın?
               Gözün gördüğünden daha ilkel bir görüntüyü oluşturan alet tesadüfen
            oluşamıyorsa, gözün ve gözün gördüğü görüntünün de tesadüfen oluşa-
            mayacağı çok açıktır. Aynı durum kulak için de geçerlidir. Dış kulak, çev-
            redeki sesleri kulak kepçesi vasıtasıyla toplayıp orta kulağa iletir; orta kulak

            aldığı ses titreşimlerini güçlendirerek iç kulağa aktarır; iç kulak da bu titre-
            şimleri elektrik sinyallerine dönüştürerek beyne gönderir. Aynen görmede
            olduğu gibi duyma işlemi de beyindeki duyma merkezinde gerçekleşir.
               Gözdeki durum kulak için de geçerlidir, yani beyin, ışık gibi sese de
            kapalıdır, ses geçirmez. Dolayısıyla dışarısı ne kadar gürültülü de olsa bey-
            nin içi tamamen sessizdir. Buna rağmen en net sesler beyinde algılanır. Ses
            geçirmeyen beyninizde bir orkestranın senfonilerini dinlersiniz, kalabalık
            bir ortamın tüm gürültüsünü duyarsınız. Ama o anda hassas bir cihazla
            beyninizin içindeki ses düzeyi ölçülse, burada keskin bir sessizliğin hakim

            olduğu görülecektir. Net bir görüntü elde edebilmek ümidiyle teknoloji
            nasıl kullanılıyorsa, ses için de aynı çabalar onlarca yıldır sürdürülmekte-
            dir. Ses kayıt cihazları, müzik setleri, birçok elektronik alet, sesi algılayan
            müzik sistemleri bu çalışmalardan bazılarıdır. Ancak tüm teknolojiye, bu
            teknolojiyi üretmek için çalışan binlerce mühendise ve uzmana rağmen
            kulağın oluşturduğu netlik ve kalitede bir sese ulaşılamamıştır.
               En büyük müzik sistemi şirketinin ürettiği en kaliteli müzik setini düşü-

            nün. Sesi kaydettiğinde mutlaka sesin bir kısmı kaybolur veya az da olsa
            mutlaka parazit oluşur veya müzik setini açtığınızda daha müzik başlama-
            dan bir cızırtı mutlaka duyarsınız. Ancak insan vücudundaki teknolojinin
            ürünü olan sesler son derece net ve kusursuzdur. Bir insan kulağı, hiçbir
            zaman müzik setinde olduğu gibi cızırtılı veya parazitli algılamaz; ses ne
            ise tam ve net bir biçimde onu algılar. Bu durum, insan yaratıldığı günden
            bu yana böyledir. Şimdiye kadar insanoğlunun yaptığı hiçbir görüntü ve
            ses cihazı, göz ve kulak kadar hassas ve başarılı birer algılayıcı olamamıştır.
            Ancak görme ve işitme olayında, tüm bunların ötesinde, çok büyük bir

            gerçek daha vardır.
   122   123   124   125   126   127   128   129   130   131   132