Page 131 - Rumilik Tehlike Mi
P. 131

Adnan Oktar (Harun Yahya)                    129



           mantıkla düşünmelerine imkan tanımayan, gözlerinin önüne sanki bir
           perde çekip çok açık olan gerçekleri görmelerine engel olan bir başka inanç
           veya iddia daha yoktur. Bu, Afrikalı bazı kabilelerin totemlere, Sebe halkı-
           nın Güneş'e tapmasından, Hz. İbrahim (as)'ın kavminin elleri ile yaptıkları
           putlara, Hz. Musa (as)'ın kavminin içinden bazı insanların altından yap-
           tıkları buzağıya tapmalarından çok daha vahim ve akıl almaz bir körlüktür.
           Gerçekte bu durum,   Allah'ın Kuran'da işaret ettiği bir akılsızlıktır. Allah,

           bazı insanların anlayışlarının kapanacağını ve gerçekleri görmekten aciz
           duruma düşeceklerini birçok ayetinde bildirmektedir. Bu ayetlerden bazı-
           ları şöyledir:
              Şüphesiz, inkar edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için fark
              etmez; inanmazlar. Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürle-
              miştir; gözlerinin üzerinde perdeler vardır... (Bakara Suresi, 6-7)
              … Kalpleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla

              görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler... (Araf Suresi, 179)
              Allah, Hicr Suresi'nde ise, bu insanların mucizeler görseler bile inanma-
           yacak kadar büyülendiklerini şöyle bildirmektedir:

              Onların üzerlerine gökyüzünden bir kapı açsak, oradan yukarı yüksel-
              seler de, mutlaka: "Gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyülenmiş bir
              topluluğuz" diyeceklerdir. (Hicr Suresi, 14-15)
              Bu kadar geniş bir kitlenin üzerinde bu büyünün etkili olması, insanla-
           rın gerçeklerden bu kadar uzak tutulmaları ve 150 yıldır bu büyünün
           bozulmaması ise, kelimelerle anlatılamayacak kadar hayret verici bir
           durumdur. Çünkü, bir veya birkaç insanın imkansız senaryolara, saçmalık

           ve mantıksızlıklarla dolu iddialara inanmaları anlaşılabilir. Ancak dünya-
           nın dört bir yanındaki insanların, şuursuz ve cansız atomların ani bir
           kararla bir araya gelip; olağanüstü bir organizasyon, disiplin, akıl ve şuur
           gösterip kusursuz bir sistemle işleyen evreni, canlılık için uygun olan her
           türlü özelliğe sahip olan Dünya gezegenini ve sayısız kompleks sistemle
           donatılmış canlıları meydana getirdiğine inanmasının, "büyü"den başka
           bir açıklaması yoktur.
   126   127   128   129   130   131   132   133   134