Page 172 - Kuran Mucizeleri 3. Cilt
P. 172

170    Kuran Mucizeleri - Cilt 3







                            anten                    bacak

                                         gözler










                                        ağız


                   Ev rim ci ler yüz yı lın ba şın dan be ri si nek le ri mu tas yo na uğ ra ta rak, fay da lı
                   mu tas yon ör ne ği oluş tur ma ya ça lış tı lar. An cak on  yıl lar ca sü ren bu ça ba -
                   la rın so nu cun da el de edi len tek so nuç, sa kat, has ta lık lı ve ku sur lu si nek -
                   ler ol du. En solda, nor mal bir mey ve si ne ği nin ka fa sı ve sağ da mu tas yo na
                   uğ ra mış di ğer bir mey ve si ne ği.




                   Darwinistlerin iddiasına göre, mutasyon, vücudun her yerinde orantılı
              ve birbirine uyumlu değişiklikler yapmak zorundadır. Örneğin evrimcilerin
              iddiasına göre rastgele mutasyonlarla sağ tarafta iddia ettikleri şekilde bir kulak
              oluştuysa, sol tarafta da rastgele mutasyonların aynı simetride aynı şekilde
              duyan, aynı özelliklere sahip ikinci bir kulağı oluşturması gerekir. Örs, çekiç,
              üzengi her birinin aynı şekilde mükemmel olarak eşit şekilde meydana gelmesi
              gerekir. Rastgele mutasyonların, kalp kapakçıklarını iki tarafta da aynı şekilde

              oluşturması; bütün kapakçıkları, kulakçıkları eşit uyumda, hatasız, tam yerli
              yerinde ve aynı anda meydana getirmesi gerekir. Vücudun her bir organında
              bunun bu simetri ve düzen sağlanmadığı takdirde büyük çelişkiler olur. Bir
              kulağı ters, bir dişi farklı, tek gözü alnında tek gözü burunda garip yapılar or-
              taya çıkar. Canlılıkta ise böyle bir dengesizlik yoktur. Darwinistlerin iddiasına
              göre mutasyonların her şeyi simetrik ve uyumlu şekilde meydana getirmesi

              geremektedir. Oysa mutasyonların tümü zarar getirir. Geçmişte, mutasyonla-
              rın % 99’unun zararlı, %1’inin etkisiz olduğu kabul edilmekteydi. Oysa yeni
              yapılan araştırmalar, DNA’nın protein kodlamayan bölgelerinde gerçekleşen
   167   168   169   170   171   172   173   174   175   176   177