Page 173 - Kuran Mucizeleri 3. Cilt
P. 173

ve bu nedenle de zararsız olduğu sanılan %1 oranındaki mutasyonların da
              uzun vadede zarar getirdiğini ortaya koymuş ve bu nedenle bilim adamları bu
              mutasyonlara “sessiz mutasyon” adını vermişlerdir. Mutlak zararlı olan mu-
              tasyonların ise akılcı, uyumlu, simetrik, organları aynı anda meydana geti-
              rebilmeleri imkansızdır.
                   Mutasyonlar düzgün bir yapıya adeta makinalı tüfekle ateş etmek gibidir.

              Sağlam bir şeyin üzerine ateş açılması o yapıyı tamamen ortadan kaldırır. Tek
              bir tanesinin etkisiz kalması veya vücuttaki mevcut bir enfeksiyonu yakarak
              iyileştirmesi bir şeyi değiştirmemektedir. Organizma zaten kendisine isabet
              eden 99 mermi ile yerle bir olmuştur.
                   Nitekim bugüne kadar hiçbir yararlı, yani genetik bilgiyi geliştiren mu-
              tasyon örneği gözlemlenmedi. Tüm mutasyonların zararlı olduğu görüldü. An-
              laşıldı ki, evrim teorisinin “evrim mekanizması” olarak gösterdiği mutasyonlar,

              gerçekte canlıları sadece tahrip eden, sakat bırakan genetik olaylardır. (İnsan-
              larda mutasyonun en sık görülen etkisi de kanserdir.) Elbette tahrip edici bir
              mekanizma “evrim mekanizması” olamaz. Doğal seleksiyon ise, Darwin’in de
              kabul ettiği gibi, “tek başına hiçbir şey yapamaz.” Bu gerçek bizlere doğada hiç-
              bir “evrim mekanizması” olmadığını göstermektedir. Evrim mekanizması ol-
              madığına göre de, evrim denen hayali süreç yaşanmış olamaz.


                                      &68A>B+C9<:>C?<

                               #?CB&6?7>C?-C@B/8=?B.6;

                   Evrim teorisinin iddia ettiği senaryonun yaşanmamış olduğunun en açık
              göstergesi ise fosil kayıtlarıdır.
                   Evrim teorisinin bilim dışı iddiasına göre bütün canlılar birbirlerinden
              türemişlerdir. Önceden var olan bir canlı türü (ki bu türün de nasıl ortaya çık-
              tığı konusunda evrimcilerin bir açıklaması yoktur), zamanla bir diğerine dö-

              nüşmüş ve bütün türler bu şekilde ortaya çıkmışlardır. Teoriye göre bu hayali
              dönüşüm yüz milyonlarca yıl süren uzun bir zaman dilimini kapsamış ve ka-
              deme kademe ilerlemiştir.



                                                    Adnan Oktar (Harun Yahya)          171
   168   169   170   171   172   173   174   175   176   177   178