Page 31 - Devlete ve Yargıya Olan Güveni Yok Etmeye Yönelik Büyük Tehlike: İftiracılık Müessesi
P. 31
reken bir kişinin hukuka aykırı şekilde tutulmasının bir sonucu da,
kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının yanında işkence yasağının ihlal
edilmesidir.
Özellikle tutukluluğun açık hukuka aykırılığında veya tutukla-
ma tedbirinin bir insanı baskı altına almak veya toplum yaşamın-
dan koparmak için uygulandığı durumda başka bir unsur veya
kanıt aramaksızın İHAS m.3’de düzenlenen işkence yasağının ihlal
edildiği kabul edilmelidir. Haksız tutuklamanın doğal bir sonucu
olan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlali zaten tartışmasız var-
dır. Esas olan, bunun yanında haksız tutuklanan bireyin hangi hak
veya hürriyetinin ihlal edildiğinin tespitidir…
Sonuç olarak; haksız tutuklamanın ağır şekilde seyrettiği durum-
larda İHAS m.3’de tanımlanan işkence yasağının başka delil ve tes-
pite ihtiyaç olmaksızın hak ihlali oluşturduğu yönünde karara varıl-
ması gerekir. Aksi halde, hukuk devleti olduğu iddia eden toplumlar-
da çok sert ve acımasız bir tedbir olan tutuklamanın kullanılması su-
retiyle bireylere değişik maksatlarla baskı uygulanması, bu yolla da
bireylerin işkenceye, insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleye veya
cezaya tabi tutulması gündemde kalmaya devam eder…
Tüm bu hususlar, olağan yaşamından masumiyet/suçsuzluk kari-
nesi altında koparılan insan yönünden işkence veya kötü muamele
veya “yargısız infaz” özelliği taşıyan ceza sayılabilmelidir. Haksız tu-
tuklamada kaybedilen yalnızca kişinin maddi yönü değil, esas olarak
manevi yönü, kişiliği, hayatı, çevresi, ailesi, şahsiyeti ve benliğidir.
Hiçbir şekilde adaletten kaçmanın veya delil karartmanın somut
şüphelerini ortaya koyan haklı gerekçeler olmaksızın kimse, yargı-
lanması amacıyla tutulamaz. Bu amaç gerçekleşse bile, yine kimse
uzun süre özgürlüğünden yoksun bırakılamaz. Çünkü tutuklama bir
31