Page 238 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 238

240                                                                                   SİKKE-İ TASDÎK-I GAYBÎ




                                            ِ
                                 ِ
                                         ِ
                                   ٍ
                                                                     ِ
                        ِ
                           ِ
                     د    ه    ِ    محب     حب َ ُ      يُ    َّلاا ء َشَ نم ناو                   هناح   بس    ه    ِ ِ    مساب
                                           ْ َ
                     ْ َ
                                                        ُ َ َ
                          ُ
                                        ْ
                                    ْ
                                                                   ْ
                                                            ْ ُ
                           ِّ
                                    ِ
                            هتاَكر َ َ َ    ب و  للّٰا ةمحر و مُكي   َلع مَلاسل   َا
                           ُ ُ
                                     ه ُ َ ْ َ َ ْ ْ
                                                     َ ُ َّ
                 Aziz Sıddık Kardeşlerim!
                 Evvelâ  geçen  mübarek  Leyle-i  Berâtınızı  ve  gelecek  Ramazan-ı
          Şerifinizi  tebrik  ederiz.  Bu  sene,  Berat  Gecesini,  Nurcular  hakkında  çok
          Bereketli ve Kerametli olduğuna bir emaresini hayretle gördük. Şöyle ki:

                 Ben, Berat Gecesinden az evvel "Asâ-yı Mûsa" tashihiyle meşgul
          iken,  bir  güvercin  pencereye  geldi,  bana  baktı.  Ben  dedim:  "Müjde  mi
          getirdin?" İçeriye girdi. Güya eskiden dost idik gibi hiç ürkmedi, "Asâ-yı
          Mûsa"  üstüne  çıktı,  üç  saat  oturdu.  Ekmek,  pirinç  verdim;  yemedi.  Tâ
          akşama  kaldı,  sonra  gitti.  Tekrar  geldi.  Tâ  sabaha  kadar  yanımda  kaldı.
          Ben  yatarken  başıma  geldi,  Allah'a  ısmarladık  nev'inden  başımı  okşadı,
          sonra uçtu, gitti. İkinci gün ben teessüf ederken yine geldi, bir gece daha
          kaldı. Demek bu mübarek kuş, hem Asâ-yı Mûsa, hem Berâtımızı tebrik
          etmek istedi.

                                                               S a i d    N u r s î
                                          * * *
                ِ
                                                                     ِ ِ
                                                                          ِ
              امئاد ادبَا هتاَكر   ب و   ِ   للّٰا  ة   مح      ر    و مُكيَلع    م      َلاس لَا     هناحبس همساب
               ً  َ ً َ ُ ُ  َ       ُ ه َ َ  َ َ ْ  َ ْ ْ  َّ ُ َ  َ َ ْ ُ  ْ
                 Evvelâ:  Şimdi  tam  tahakkuk  etti  ki;  zelzele,  Risale-in  Nur  ile
          alâkadardır. Husrev'in müdafaatımda yazılan dört zelzele mes'elesini tasdik
          eden  bu  geceki  şiddetli  dört  def'a  zelzele,  bana  ve  Nurlara  ve  bu
          memlekete kat'î bir su'-i kasd eseri olarak hükûmet içerisinde hizmetçime
          bağırarak bana tahkirkârane ihanet ve şetmedip "Git ona söyle!" diyen ve
          kaymakamın emr-i cebrî ile "Hasta da olsa buraya getiriniz!" Bekçilere ve
          jandarmalara  emir  veren  ve  Afyonun  perde  altındaki  büyük  me'mura
          dayanan  Emirdağ  zabıtası,  hem  Nur  Şâkirdlerinin  Şevklerine,  hem
          Nurların burada yazılmasına, hem bana ehemmiyetli sıkıntı vermesi, aynı
          vakitte böyle burada görülmiyen bu şiddetli zelzelenin gelmesi gösteriyor
          ki;  Risale-i  Nur,  bir  Vesile-i  Def'-i  Belâdır..  tatile  uğradıkça  belâ  fırsat
          bulup gelir.

                                                               S a i d    N u r s î
   233   234   235   236   237   238   239   240   241   242   243