Page 240 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 240
ِ
ِ
ينم ا َل عْلل ةمحر َّلاا َكانْل سر َا شامو
َ
َ
ًّ َ ْ َ
َ
َ ْ
َ َ
[Âyetinin Veraset-i Ahmediye (A.S.M.) cihetinde mâna-yı
ِ
işârî noktasında bu asırda o ين مَل اعْلل ةمحر nin bir âyinesi ve Hakikat-
َ
ً َ ْ َ
َ
ı Kur'aniyenin bir hakikî Tefsiri olan Risale-i Nur, o küllî Rahmetin
bir cilvesi, bir nümunesi olmasından; Hakikat-ı Muhammediyenin
(A.S.M.) bir kısım evsafını, mâna-yı mecâzî ile cüz'î bir Varisine
verilebilir diye bu parlak Kasideye ilişmedim. Yalnız Hakikat-ı
Ahmediye (A.S.M.) ile âyinesinin farkına işareten bâzı Kelimeler ilâve
edildi.]
S a i d N u r s î
Huzur bulur bu gün Seninle Âlem
Ey bu asırda Rahmet-i Âlem Risalet-ün-Nur.
Sürur bulur bugün Seninle âdem
Ey bir Rahmet-i Âlem Risalet-ün-Nur!
Bu hasta gönüller çoktan perişan,
Varsa Sende eğer Lokman'dan nişan,
Bir şifa sun, gel ey Mahbub-u Zîşan
Ey Cilve-i Rahmet-i Âlem Risalet-ün-Nur!
Gelmez mi sonu bu uzun hecenin,
Geçmez mi gamı bu yaslı gecenin,
Zâri arttı, sabrı bitti nicenin
Ey Cilve-i Rahmet-i Âlem Risalet-ün-Nur!
Fahr-i Âlem Arşdan bu yere indi,
Şâh-ı Velayet gelip Düldüle bindi,
Zülfikara bugün artık "Nur" dendi
Ey bu zamanda Rahmet-i Âlem Risalet-ün-Nur!