Page 163 - Kamil İman
P. 163
Adnan Oktar (Harun Yahya)
ortamda yan yana bulunmuşlardır. (Jeffrey Kluger, “Not So Extinct After
All”, Time, 24 Haziran 2001)
Bu ise elbette bu sınıfların birbirlerinin ataları oldukları iddiasının ge-
çersizliğini açıkça ortaya koymaktadır. Harvard Üniversitesi paleontologla-
rından Stephen Jay Gould, kendisi de bir evrimci olmasına karşın, Darwinist
teorinin içine girdiği bu çıkmazı şöyle açıklar:
Eğer birbiri ile paralel bir biçimde yaşayan üç farklı hominid (insanımsı)
çizgisi varsa, o halde bizim soy ağacımıza ne oldu? Açıktır ki, bunların
biri diğerinden gelmiş olamaz. Dahası, biri diğeriyle karşılaştırıldığında
evrimsel bir gelişme trendi göstermemektedirler. (S. J. Gould, Natural
History, c. 85, 1976, s. 30)
Kısacası, medyada ya da ders kitaplarında yer alan hayali birtakım "yarı
maymun, yarı insan" canlıların çizimleriyle, yani sırf propaganda yoluyla
ayakta tutulmaya çalışılan insanın evrimi senaryosu, hiçbir bilimsel temeli
olmayan bir masaldan ibarettir. Bu konuyu uzun yıllar inceleyen, özellikle
Australopithecus fosilleri üzerinde 15 yıl araştırma yapan İngiltere'nin en
ünlü ve saygın bilim adamlarından Lord Solly Zuckerman, bir evrimci ol-
masına rağmen, ortada maymunsu canlılardan insana uzanan gerçek bir
soy ağacı olmadığı sonucuna varmıştır.
Zuckerman bir de ilginç bir "bilim skalası" yapmıştır. Bilimsel olarak
kabul ettiği bilgi dallarından, bilim dışı olarak kabul ettiği bilgi dallarına
kadar bir yelpaze oluşturmuştur. Zuckerman'ın bu tablosuna göre en "bi-
limsel" -yani somut verilere dayanan- bilgi dalları kimya ve fiziktir. Yel-
pazede bunlardan sonra biyoloji bilimleri, sonra da sosyal bilimler gelir.
Yelpazenin en ucunda, yani en "bilim dışı" sayılan kısımda ise, Zucker-
man'a göre, telepati, altıncı his gibi "duyum ötesi algılama" kavramları ve
bir de "insanın evrimi" vardır! Zuckerman, yelpazenin bu ucunu şöyle
açıklar:
161