Page 176 - Kamil İman
P. 176

Kamil İman




                Gözün gördüğünden daha ilkel bir görüntüyü oluşturan alet tesadüfen
             oluşamıyorsa, gözün ve gözün gördüğü görüntünün de tesadüfen oluşa-
             mayacağı çok açıktır. Aynı durum kulak için de geçerlidir. Dış kulak, çev-
             redeki sesleri kulak kepçesi vasıtasıyla toplayıp orta kulağa iletir; orta
             kulak aldığı ses titreşimlerini güçlendirerek iç kulağa aktarır; iç kulak da
             bu titreşimleri elektrik sinyallerine dönüştürerek beyne gönderir. Aynen
             görmede olduğu gibi duyma işlemi de beyindeki duyma merkezinde ger-
             çekleşir.
                Gözdeki durum kulak için de geçerlidir, yani beyin, ışık gibi sese de
             kapalıdır, ses geçirmez. Dolayısıyla dışarısı ne kadar gürültülü de olsa
             beynin içi tamamen sessizdir. Buna rağmen en net sesler beyinde algılanır.
             Ses geçirmeyen beyninizde bir orkestranın senfonilerini dinlersiniz, ka-
             labalık bir ortamın tüm gürültüsünü duyarsınız. Ama o anda hassas bir
             cihazla beyninizin içindeki ses düzeyi ölçülse, burada keskin bir sessizliğin
             hakim olduğu görülecektir. Net bir görüntü elde edebilmek ümidiyle tek-
             noloji nasıl kullanılıyorsa, ses için de aynı çabalar onlarca yıldır sürdü-
             rülmektedir. Ses kayıt cihazları, müzik setleri, birçok elektronik alet, sesi
             algılayan müzik sistemleri bu çalışmalardan bazılarıdır. Ancak tüm tek-
             nolojiye, bu teknolojiyi üretmek için çalışan binlerce mühendise ve uzmana
             rağmen kulağın oluşturduğu netlik ve kalitede bir sese ulaşılamamıştır.
                En büyük müzik sistemi şirketinin ürettiği en kaliteli müzik setini dü-
             şünün. Sesi kaydettiğinde mutlaka sesin bir kısmı kaybolur veya az da olsa
             mutlaka parazit oluşur veya müzik setini açtığınızda daha müzik başla-
             madan bir cızırtı mutlaka duyarsınız. Ancak insan vücudundaki teknolo-
             jinin ürünü olan sesler son derece net ve kusursuzdur. Bir insan kulağı,
             hiçbir zaman müzik setinde olduğu gibi cızırtılı veya parazitli algılamaz;
             ses ne ise tam ve net bir biçimde onu algılar. Bu durum, insan yaratıldığı
             günden bu yana böyledir. Şimdiye kadar insanoğlunun yaptığı hiçbir gö-
             rüntü ve ses cihazı, göz ve kulak kadar hassas ve başarılı birer algılayıcı


                                          174
   171   172   173   174   175   176   177   178   179   180   181