Page 111 - İnsanın Apaçık Düşmanı: Şeytan
P. 111
Adnan Oktar (Harun Yahya)
Bu ayetlerin hemen ardından Kuran'ın indiği dönemdeki şair-
lerden bahsedilmektedir:
Şa ir ler ise; ger çek ten on la ra az gın-sa pık lar uyar.
Gör me din mi; on lar, her bir va di de veh me dip du ru yor lar ve
ger çek ten on lar, yap ma ya cak la rı şey le ri söy lü yor lar. (Şu ara
Su re si, 224-226)
Mekke'de Peygamberimiz (sav)'in döneminde şairler toplumu
yönlendirme, etkileme ve gündem belirleme vasfına sahip insan-
lardı. Yazdıkları şiirler ağızdan ağıza hızla yayıldığından, bu insan-
lar bir nevi haber kaynağı işlevi görüyorlardı. Ancak bu şairlerden
çoğu yeteneklerini İslam aleyhine kullanıyor, insanları kendilerince
hak dinden uzaklaştırmaya çalışıyorlardı.
Ayetten anlaşıldığına gibi halkı kandırmak için kullandıkları
yollardan biri de, insanlara boş vaatlerde bulunmaktı. Boş vaatte
bulunmanın şeytanın kullandığı temel bir yöntem olduğu hatırla-
nırsa (Nisa Suresi, 120; İbrahim Suresi, 22) bu çevrelerle şeytan ara-
sındaki ilişki bir kez daha ortaya çıkar.
Aradan yüzyıllar geçmesine rağmen, söz konusu durumda bir
değişiklik olmamıştır. Şairlerin yerini din ahlakına karşı olan belirli
güç odakları ve bunların güdümündeki bazı kişi ve kuruluşlar al-
mıştır. Boş vaatler, halkın gözünü boyama, aldatma, gerçekleri ol-
duğundan farklı gösterme gibi yöntemler de bu çevrelerin en çok
başvurdukları yollardır. Yalan haberlerle gerçekler tersyüz edil-
mekte, Allah'ın yolundan insanları alıkoymak için her çeşit güna-
hın propagandası, dünya tarihinin hiçbir döneminde olmadığı
kadar yoğun ve kapsamlı yapılmaktadır. Müslümanları karalama,
onlara iftiralar atma, İslam'ı kendi akıllarınca yıpratmaya çalışma
çabaları da şeytanın kontrolü altında aynı şekilde sürmektedir.
109