Page 105 - Şeytanın Bir Silahı Romantizm
P. 105

Harun Yahya (Adnan Oktar)




            olmaz. Yani kini meslek edinir adeta, nefreti mesela, özellikle kokana
            kadınlar olur böyle 50 yaş çevresinde böyle, oksit sarı saçlı, ben her za-
            man tarif ederim, böyle kartal tırnağı gibi tırnakları olur. Kokoş derler,
                                                                                      103
            kokona. Sevdiği hiç kimse yoktur bunların, ne eşini sever, ne oğlunu
            sever, ne sokaktaki kimseyi sever. İktidara homurdanır, belediyeye
            homurdanır, ailesine homurdanır, komşularına homurdanır. Yani sü-

            rekli laf sokar, sürekli bağırır, çağırır, ne desen lafa laf, öyle kin ve nef-
            retten, iguanaya benziyor zaten onlar. Allah ellerinden yüzlerinden
            böyle nuru alıyor, böyle iki ayaküstünde gezen iguana gibi oluyorlar.
            Böyle nefret küpü, böyle öfke küpü, bu aynı şekilde erkeklerde de olu-
            yor, nefret dolu elinden yüzünden melanet akıyor. Kıskançlık da çok
            büyük bir beladır. Okullarda da vardır, hatta çocuklar ben okulday-
            ken bilirim, mesela nasıl geçti derler birbirlerine imtihanın, çok kötü
            geçti der. 10 alacak öğrenci, niçin böyle der. İyi geçti derse haset edip

            onun başına bir iş getirirler diye çekinir. 10 aldığında da şaşırır gibi ya-
            par, der ki nasıl oldu falan, hayret der ya bomboş kağıt verdim, 10 al-
            dım. Değil mi?  Ama bir taktiktir, mesela hasetlerinden kolay bir prob-
            lemin çözümünü arkadaşlarına anlat dediğinde, onu zor anlatır, böy-
            le karmakarışık, onun anlayamayacağı gibi, yani sürünsün tarzında.
            Mesela farz edelim bilgisayar da bir bilgi, onu kolaysa onun kolay yö-
            nü ile anlatmak istemez. Yani kolayca kavranacak şekilde değil de, zor

            ve çetrefil hale getirir. Onun da kökeninde hasetlik vardır. Çok güzel
            bir insana güzelsin demezler hasetten dolayı. Haset birisi çıksın akıl
            almaz kusurlar bulur, yani böyle o pis şom ağzıyla, çok aşağılık bir
            kindarlıkla, hayretler içerisinde kalırsın, şaşırırsın, nefret ruhunu kap-
            ladığı için. Halbuki bir insan birisine baktığında onun sadece güzel
            yönlerini görmesi lazım. Allah onda tecelli ediyor. Değil mi, şefkat na-
            zarıyla merhametle, koruma hissi ile Allah’ın mazlum bir kulu de-
            ğil mi?  Allah’ın mazlum bir tecellisi, merhametle bakıldığında ve

            her şeyde bir güzellik olarak bakıldığında, Allah onu güzelleştirir.
            Yani her şeyde güzel yönüne bakmak lazım.
   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110