Page 109 - Şeytanın Bir Silahı Romantizm
P. 109
Harun Yahya (Adnan Oktar)
di ni ge re ği gi bi ta nı ma dı ğı ke sin dir. Za ten aye tin so nun dan şirk ko -
şan la rın Al lah hak kın da yan lış ve ek sik bir bil gi ve an la yı şa sa hip ol -
duk la rı an la şıl mak ta dır.
107
Bu tarz ki şi ler, Al lah'ı ge re ği gi bi tak dir ede me dik le rin den (Zü -
mer Su re si, 64-65) sa hip ol duk la rı sev gi duy gu su nu ken di ne fis le ri ne
ve ya baş ka ki şi le re yön len di rir ler. Bun lar ba ba la rı, oğul la rı, kar deş le -
ri, ka rı la rı, ko ca la rı, sev gi li le ri, ör nek al dık la rı kim se ler, hay ran ol duk -
la rı ki şi ler gi bi pek çok in san ola bi lir. Ba zı kim se ler de bu sev gi in san -
la rın ya nı sı ra, can sız nes ne le re, hat ta so yut kav ram la ra da yön len di -
ri lir. Pa ra, mal, ev, ara ba, her han gi bir eş ya, ma kam, mev ki, ik ti dar gi -
bi kav ram lar put laş tı rı lır. Kı sa ca iman la doğ ru bir bi çim de yön len di -
ril me yen sev gi, be ra be rin de şirk koş ma yı ge ti rir. Bu sev gi akıl cı ol ma -
dı ğı, ya ni Al lah'a yön len di ril me di ği için, ro man tik bir sev gi dir. Al lah
Ku ran'da böy le bir sev gi nin in san la ra fay da ge tir me ye ce ği ni, asıl ka -
zan cın Al lah Ka tın da ol du ğu nu şöy le bil dir miş tir:
Ka dın la ra, oğul la ra, kan tar kan tar yı ğıl mış al tın ve gü mü şe, sal ma
gü zel at la ra, hay van la ra ve ekin le re du yu lan tut ku lu şeh vet in san -
la ra 'süs lü ve çe ki ci' kı lın dı. Bun lar, dün ya ha ya tı nın me ta ıdır.
Asıl va rı la cak gü zel yer Al lah Ka tın da olan dır. (Al-i İm ran Su re si,
14)
Doğru olan ise, tüm bunları Allah'ın yarattığı varlıklar olarak sev-
mek ve onları Allah'ın vermiş olduğu birer nimet olarak değerlendir-
mektir. Özellikle insan sevgisi, Allah'ın yarattığı en güzel hislerden,
müminler için en değerli nimetlerden biridi. Allah Kuran'da insanı "en
güzel surette" yarattığını bildirmiştir. Dolayısıyla Allah'a itaatli, güzel
ahlaklı insanlara layık oldukları şekilde içli bir sevgi beslemek de gü-
zel ahlakın bir gereğidir. Müminin duyduğu bu gerçek sevgi, din ah-
lakından uzak toplumlarda yaşanan hiçbir sevgi ile kıyaslanamaya-
cak, çok yüce, derin ve içli bir duygudur.
İler le yen say fa lar da ise, Al lah'ın bir ni met ola rak in sa na ver di ği
bu yü ce duy gu yu ya şa ya ma yan in san lar dan söz ede cek, sev gi yo luy -