Page 89 - Şeytanın Bir Silahı Romantizm
P. 89

Harun Yahya (Adnan Oktar)




            kar dık la rı olay lar ve iş le dik le ri suç lar la do lu dur. Ne şe li baş la yan bir
            ak şa mın so nun da ani den si nir le nip ar ka daş la rı nı, ya kın la rı nı dö ve bi -
            lir, so kak ta yü rür ken ken di le ri ne "yan bak tı ğı" için ta nı ma dık la rı bir
                                                                                      87
            in sa nı bı çak la ya bi lir ler. Bir an için az gın nef sa ni duy gu la rı na ta bi ol -
            ma la rı, ha yat la rı nın ge ri ka lan bö lü mü nü ha pis ler de ge çir me le ri ne yol
            aça bi lir. En önemlisi, Allah Katında, haksız yere bir insanı öldürme gi-

            bi büyük bir günah işlemiş olurlar.
                 Asa bi duy gu sal lık, son de re ce va him so nuç lar do ğu ra bi len, her
            an pat la ma ya ha zır po tan si yel bir teh li ke dir. Duy gu sal bir kim se, tra -
            fik te ken di si ne ya pı lan ha ta lı bir ha re ket ya da ta nı ma dı ğı bi ri nin ra -
            hat sız ol du ğu bir ba kı şı ve ya çok ba sit bir yan lış an laş ma yü zün den
            öf ke le nip ba şı na tür lü dert ler ve be la lar ala bi lir.
                 Özel lik le yurt dı şın da rast la nan ba zı ta raf tar la rın ser gi le dik le ri

            vah şet gö rün tü le ri de ta raf tar lı ğın ver di ği duy gu sal lı ğın yol aça bi le ce -
            ği akıl sız lık bo yu tu na açık bir ör nek tir. Ka sap sa tır la rı, bı çak lar, so pa -
            lar ile hiç ta nı ma dık la rı in san la ra öl dü re si ye sal dı ran bu ki şi ler, şey ta -
            nın duy gu sal lık si la hıy la akıl ve şu ur la rı nı kö relt ti ği ve top lu ma mu -
            sal lat et ti ği bir be la ha li ne gel miş ler dir. Oy sa Al lah in san la ra şey tan dan
            sa kın ma yı, kav ga ve öf ke de ğil, ba rış ve gü ven lik ara ma yı em ret miş tir:

                 Ey iman eden ler, he pi niz top lu ca "ba rış ve gü ven li ğe (Silm'e, İs -
                 lam'a) gi rin ve şey ta nın adım la rı nı iz le me yin. Çün kü o, si ze apa -
                 çık bir düş man dır. (Ba ka ra Su re si, 208)
                 Burada yine duygusallıkla akılcılık arasındaki farkı ayırt etmek
            gerekir. Zulme ve kötülüğe duyulan öfke insanı adalet, barış ve iyilik
            konusunda çok daha hassas ve duyarlı olmaya, zulmü ve kötülüğü or-
            tadan kaldırmaya, zalimlere engel olmaya, masum ve acizlerin hakla-
            rını korumaya yöneltir. Ve tüm bunları hak ve hukuk sınırları içinde
            gerçekleştirir. Allah'ın insanlara verdiği bu adalet duygusu akıl ve ira-
            de ile yönlendirilip kontrol edilmezse, herhangi bir spor klübünün ta-

            raftarlarına karşı alevlenebilecek, azgınca dışa vurulacak kadar ama-
            cından sapabilir. Akıl ve iradeden yoksun insanlar irade kullanıp duy-
   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93   94