Page 245 - Tarihi Bir Yalan Kabataş Devri
P. 245

ADNAN OKTAR                               (HARUN YAHYA)



                   Mutasyonlar küçük, rasgele ve zararlıdırlar. Çok ender olarak mey-
                   dana gelirler ve en iyi ihtimalle etkisizdirler. Bu üç özellik, mutas-
                   yonların evrimsel bir gelişme meydana getiremeyeceğini gösterir.
                   Zaten yüksek derecede özelleşmiş bir organizmada meydana gelebi-
                   lecek rastlantısal bir değişim, ya etkisiz olacaktır ya da zararlı. Bir kol
                   saatinde meydana gelecek rasgele bir değişim kol saatini geliştirme-
                   yecektir. Ona büyük ihtimalle zarar verecek veya en iyi ihtimalle et-
                   kisiz olacaktır. Bir deprem bir şehri geliştirmez, ona yıkım getirir. 100
                   Nitekim bugüne kadar hiçbir yararlı, yani genetik bilgiyi gelişti-
              ren mutasyon örneği gözlemlenmedi. Tüm mutasyonların zararlı ol-
              duğu görüldü. Anlaşıldı ki, evrim teorisinin "evrim mekanizması"
              olarak gösterdiği mutasyonlar, gerçekte canlıları sadece tahrip eden,
              sakat bırakan genetik olaylardır. (İnsanlarda mutasyonun en sık gö-
              rülen etkisi de kanserdir.) Elbette tahrip edici bir mekanizma "evrim
              mekanizması" olamaz. Doğal seleksiyon ise, Darwin'in de kabul etti-
              ği gibi, "tek başına hiçbir şey yapamaz." Bu gerçek bizlere doğada hiç-
              bir "evrim mekanizması" olmadığını göstermektedir. Evrim mekaniz-
              ması olmadığına göre de, evrim denen hayali süreç yaşanmış olamaz.


                                    Fo sil Ka y›t la r›:
                              Ara Form lar dan Eser Yok

                   Evrim teorisinin iddia ettiği senaryonun yaşanmamış olduğu-
              nun en açık göstergesi ise fosil kayıtlarıdır.
                   Evrim teorisinin bilim dışı iddiasına göre bütün canlılar birbir-
              lerinden türemişlerdir. Önceden var olan bir canlı türü, zamanla bir
              diğerine dönüşmüş ve bütün türler bu şekilde ortaya çıkmışlardır.
              Teoriye göre bu dönüşüm yüz milyonlarca yıl süren uzun bir zaman
              dilimini kapsamış ve kademe kademe ilerlemiştir.
                   Bu durumda, iddia edilen uzun dönüşüm süreci içinde sayısız
              "ara türler"in oluşmuş ve yaşamış olmaları gerekir.









                                            243
   240   241   242   243   244   245   246   247   248   249   250