Page 153 - Vücut Elektriği Mucizesi
P. 153

Adnan Oktar (Harun Yahya)                          151





            görürsünüz. Eğer bu özellik olmasaydı, herşeyi çift ve tek bir düzlem
            üzerinde görürdük. Bu bakımdan iki gözün görüş alanlarının farklı açı-
            larda olması son derece hikmetli bir yaratılış örneğidir.
                 Bir tenis maçı izlediğinizi düşünelim. Oyunculardan biri, ağın üze-
            rinden geçen topa raketiyle karşılık veriyor. Beyniniz size vuruşun nasıl
            olduğu hakkında kanaat belirtiyor. Topu, ağı ve raketi aydınlatan ışık, siz
            farkında olmadan eş zamanlı bir şekilde gözlerinize ulaşıyor. Bir raket ya
            da bir tenis topu olarak algıladığınız şey, beyninizde çok sayıda elektriksel
            sinyalin iş birliği yapmasından oluşan bir görüntüdür ve her bir sinyal be-
            yindeki ilgili kısma yöneltilir. Ancak beyninizde, bu tenis maçını nasıl
            gördüğünüze ilişkin herhangi bir ipucu yoktur. Bilim adamları görüntü,
            ses ya da koku verilerinin beynin ilgili kısımlarına nasıl yansıtıldığını açık-
            lamaktadırlar, ancak onları asıl şaşkınlık içinde bırakan bu elektrik sinyal-
            lerinin yeniden, orijinaline uygun olarak beyinde nasıl düzenlendiğidir.
                 Gerald L. Schroeder görme olayındaki mucizevi yönlerden birkaçı-
            nı şu ifadelerle dile getirmektedir:

                 Biyolojik bilgi transferi süreci hayranlık verici bir hikayedir. Sadece bu
                 olaylar zincirinin tek bir parçasını ele almak istersek, beyin gözdeki retina-
                 ya yansıtılan iki boyutlu görüntünün üç boyutlu bir dünyayı temsil ettiğini
                 nereden bilir? Çünkü görüntü bir dizi elektriksel uyarıya dönüştürülür ve
                 bunların her biri... voltaj farklarıdır... Bu aklı nereden almıştır? 82
                 Schroeder’in de vurguladığı gibi, elektriksel uyarıların bilgiyi şifreli
            olarak taşıması, sonra bunların maddesel dünyadakinin aynısı olarak
            beynimizde yorumlanması, üstün bir aklın ürünüdür. Yazarın “Bu aklı
            nereden almıştır?” ifadesi ile dikkat çektiği aklın gerçek sahibi ise, kuş-
            kusuz hepimizi yaratan, görmemiz için gözler veren Rabbimiz’dir. Bu
            gerçek Kuran ayetlerinde şu şekilde bildirilmektedir:
                 De ki: “Göklerden ve yerden sizlere rızık veren kimdir? Kulaklara
                 ve gözlere malik olan kimdir? Diriyi ölüden çıkaran ve ölüyü diri-
                 den çıkaran kimdir? Ve işleri evirip-çeviren kimdir? Onlar: “Allah”
                 diyeceklerdir. Öyleyse de ki: “Peki siz yine de korkup-sakınmaya-
                 cak mısınız? İşte bu, sizin gerçek Rabbiniz olan Allah’tır. Öyleyse
                 haktan sonra sapıklıktan başka ne var? Peki, nasıl hala çevriliyorsu-
                 nuz? (Yunus Suresi, 31-32)
   148   149   150   151   152   153   154   155   156   157   158