Page 162 - Vücut Elektriği Mucizesi
P. 162
160 VÜCUT ELEKTRİĞİ MUCİZESİ
Kulak aynı zamanda algıda seçiciliğe sahiptir. Kulağın bu özelliğini
anlamak için gece vakti bir çocuğun ağlama sesini duyduğunuzda olan-
ları düşünebiliriz. Ses sinyali beynin ilgili bölgesine gönderilir ve burada
adım adım deşifre edilir. Ne tür bir ses olduğu, kime ait olduğu gibi bil-
giler tespit edilir. Uzun süreli bir hafızaya sahip olduğunuz için bu ses
size tanıdık gelir ve bunun çocuklarınızdan birine ait olduğunu anlarsı-
nız. Bu bilgi ile beraber beyniniz artık çocuğunuzun yardım istediğini
bilir ve bir acil durum yaşandığının sinyalini gönderir. Buna bağlı ola-
rak, vücudu harekete geçirmek için adrenalin akışının sağlanması gibi
hazırlayıcı reaksiyonlar gerçekleşir. Tüm bunlar hareketsiz bedeninizi
hareket için teşvik eder ve siz, çocuğun yatağına doğru harekete geçer-
siniz. Ayrıca size çocuğun yatağının nerede olduğunu söyleyen hafıza-
nız devreye girer. Son derece sade olarak aktardığımız bu algı ve hare-
ketler zinciri, mucizevi biyokimyasal, biyoelektriksel işlemler içerir.
Bütün bunlar her biri binlerce terminale sahip olan yüz binlerce aksonun
bir katrilyon (1.000.000.000.000.000) lifle karşılıklı bağlantıya geçmesi so-
nucunda gerçekleşir. Beyniniz sinyalleri deşifre etmek için analizler ya-
parken, siz bunun hiç farkına varmazsınız. Peki tüm bunları algılayan
bir et yığını olabilir mi? İşte bu soru ön yargısız bilim adamlarını da dü-
şünmeye sevk etmektedir. Bunlardan biri olan Gerald L. Schroeder işit-
me algısı ile ilgili şunları sorgulamaktadır:
Ve sırada zor sorunun zor kısmı var: Müzik sesi. Ses dalgaları, kulak zarı-
na çarparak ... beyin korteksinde kimyasal olarak depolanmış biyoelektrik
sinyallere dönüşür. Fakat sesi nasıl duyabiliyorum? Beyinde depolanmış
bilgi de dahil olmak üzere buraya kadar olay tamamıyla biyokimyasaldır.
Ne var ki ben biyokimyayı duymam. Sesi duyarım. Kafamın içinde bu ses
nerede oluşuyor? Veya görüntü; ya da koku? Bilinç nerededir? Karbon,
hidrojen, nitrojen, oksijen vb. gibi maddelerden hangisinin durağan atom-
ları, kafamın içerisinde bir düşünce üretebilecek ya da bir şekil yaratabile-
cek kadar akıllı hale gelebilir ki? Bu saklı biyokimyasal bilgi kodlarının na-
sıl hatırlandığı ve bilinçte tekrar nasıl canlandırıldığı bir muamma olarak
kalmaya devam etmektedir. 85
Schroeder’in “bir muamma” tanımlaması yanlıştır. Elbette dış dünya-
yı algılayan bir et parçası olan beyin değil, Allah’ın insana vermiş olduğu