Page 46 - Kötülüğün Sessiz Dili
P. 46
44 KÖTÜLÜ⁄ÜN SESS‹Z D‹L‹
söylemişlerdir. Bir yandan da 'biz doğruyu söylesek bile
sen bize inanacak değilsin' diyerek kendilerini masum gös-
termeye çalışmışlardır:
"Akşamüstü babalarına ağlar vaziyette geldiler. De-
diler ki: "Ey Babamız, gerçek şu ki, biz gittik, yarışı-
yorduk. Yusuf'u da yiyeceklerimizin (veya eşyamı-
zın) yanında bırakmıştık. Fakat onu kurt yemiş. Ne
var ki biz doğruyu söylesek bile sen bize inanacak de-
ğilsin. " (Yusuf Suresi, 16-17)
Babaları Hz. Yakup ise onların yalan söylemekte oldukları-
nı fark ederek, sözlerine güvenmemiş ve onların kötü düzen-
lerine karşı Allah'a sığındığını belirtmiştir:
Ve üzerine yalandan kan (sürülmüş) olan gömleğini
getirdiler. "Hayır" dedi. Nefsiniz, sizi yanıltıp (böyle)
bir işe sürüklemiş. Bundan sonra (bana düşen) güzel
bir sabırdır. Sizin bu düzüp-uydurduklarınıza karşı
(Kendisi'nden) yardım istenecek olan Allah'tır." (Yu-
suf Suresi, 18)
Yaptıkları kötülüklerin sorumluluğunu
başkalarının üzerine atmaya çalışmaları
Allah Kuran'ın "... O, sizi daha iyi bilendir; hem sizi top-
raktan inşa ettiği (yarattığı) ve siz daha annelerinizin
karnında cenin halinde bulunduğunuz zaman da. Öyley-
se kendinizi temize çıkarıp-durmayın. O, sakınanı daha
iyi bilendir." (Necm Suresi, 32) ayetiyle insanları nefislerinde-
ki "kendilerini temize çıkarma" isteğine karşı uyarmıştır.
Ancak tavırlarını Kuran ahlakının gerektirdiği şekilde düzenle-
meyen bazı kimseler, nefislerini kötülüklerden temizlemek ye-
rine, bunları örtme yoluna giderler. Kimi zaman bu amaçla, sırf