Page 50 - Kötülüğün Sessiz Dili
P. 50
48 KÖTÜLÜ⁄ÜN SESS‹Z D‹L‹
için değil, doğruyu bildikleri halde kendilerini kurtarmak için
kullanmaktadırlar.
Oysa bu durumu Kuran ile değerlendirecek olurlarsa, yapı-
lan her hatırlatmanın kendilerine mutlaka hayır getireceğinin
farkına varırlar. Çünkü yanlış bir tavır aynı anda pek çok insan
tarafından uygulanıyor bile olsa, Allah'ın bunun yanlışlığını o ki-
şiye duyurmuş olması onun için büyük bir rahmettir. Olayı bu
şekilde değerlendirmek yerine, çoğunluğu delil göstererek bu
hatalı tavrın üzerini örtmeye çalışmak kişiye dünyada ve ahi-
rette ancak kayıp getirir.
Yanlış tavırlarını bilinçsizce yaptıklarını iddia
etmeleri
Şeytanın telkinlerine uyan kimi insanlar da yaptıkları hatala-
ra mazeret olarak "bilgisizliklerini" öne sürerler. Oysa bu da
şeytanın insanlara öğrettiği kendilerini masum gösterme yön-
temlerinden biridir. Çoğu zaman aslında yanlışlığını çok iyi bil-
dikleri kötülükleri, sanki hiç bilmeden ve farkında olmadan
yapmışlar gibi kendilerini savunmaya çalışırlar. "Bilsem yapar
mıydım?", "cahilliğimden, düşünemediğimden yaptım"
gibi ifadelerle kendilerini temize çıkarmak isterler. Elbette ki
bir insan bilmediğinden ya da cahillliğinden dolayı birtakım ha-
talarda bulunabilir. Ancak bu durum şeytanın etkisiyle oluşan
tavır bozukluklarından çok daha farklıdır. Kişinin bakışlarına,
ses tonuna, üslubuna, konuşmalarına yansıyan samimiyeti bu
konudaki dürüstlüğünün anlaşılmasını sağlar. Şeytanın etkisine
giren kişiler ise gerçekten bilmediklerinden değil, samimiyet-
sizliklerinden dolayı bu mazeretin ardına sığınmaktadırlar.
Gerçekte Allah'ın Kuran'da bildirdiği güzel ahlakın gerektirdiği
davranışlardan haberdardırlar. Bunun yanı sıra vicdanları da