Page 38 - Risale-i Nur - Mesnevi-i Nuriye
P. 38
LÂSİYYEMALAR 41
Adalet-i Hakikiyeye mazhar olamaz. Öyle ise, o büyük Sultan-ı Âdil
için bir Cennet-i Bâkiye, bir Cehennem-i Daime lâzımdır.
Ve keza görünüyor ki, bu Âlemin Sahibi -yaptığı şu kadar
Fiillerin delaletiyle- hârika bir sehavete Sahib olduğu gibi, Nur ve Ziya
ile dolu güneşler ve meyve ve semereler ile hâmile eşcar ve ağaçlar
misillü pek çok hazineleri vardır. Binaenaleyh bu ebedî sehavet,
tükenmez servet ebedî bir Ziyafetgâhı ister ve devam ile muhtaçların da
devam-ı vücudunu iktiza eder. Zira nihayet bir sehavet, hârika bir
Kerem, daima halka İhsan ve İn'am etmek iktiza eder. Bu ise, ihsan ve
in'amlara minnettar ve muhtaç olanların devam-ı vücudlarını ister.
Ve keza şu mu'cizeli ve hikmetli Ef'al-i Kerimanenin
tezahüratından anlaşılıyor ki, Sâni'-i Fâil'in pek gizli Kemalâtı vardır.
Ve daima o Kemalâtı, enzar-ı aleme arz ve teşhir etmek ister. Çünki
daimî bir Kemal, daimî bir tezahür ile takdir edicilerin devam-ı
vücudlarını iktiza eder. Çünki adem-i mutlaka namzed olan insan,
Kemalâta kıymet vermez ve istihsan ve takdire bedel istiskal ve tahkir
eder.
Ve keza bu güzel, müzeyyen, münevver masnuatın Sânii için
mücerred manevî bir Cemal vardır. Ve Onun, o mahfî Hüsn ve Cemal
için pek çok mehasin ve letaifi vardır ki, kısa akıllarımız ile idrak
edemeyiz. Ezcümle, o Cemalin kesif âyinelerinden biri sath-ı arzdır. Bu
sath-ı arz her asırda, her mevsimde, her vakitte daima Tecelli etmekte
olan o Cilvelerin gölgelerini teşhir, tavsif, ilân ve izhar eder.
Ve keza Hakaik-i Sabitedendir ki, yüksek bir Cemal Sahibi
bizzât kendi gözüyle ve bilvasıta başkasının gözüyle, Cemalini ve
Cemalinin inceliklerini görmek istiyor. Binaenaleyh Cemal sermedî ve
daim olursa, behemehal onun inceliklerini gösteren âyinelerinin de
ebedî ve daimî olması zarurîdir. Çünki bâki bir Hüsn, fâni bir müştaka
razı olamaz. Ve zâil ve fâni bir âşıkın, ebedî ve bâki olan mahbubuna
muhabbeti adavete Kalbolur. Evet insan, eli veya fehmi yetişmediği
güzel bir şeyi, kendisini teselli için takbih eder. Bu itibarla bu Âlem
Sâni'i istilzam ettiği gibi, Sâni' de Âlem-i Âhireti istilzam eder.
Ve keza bu Âlemin Sâniinde pek rahîmane bir şefkat vardır.
Zira görüyoruz ki: Bu Âlemde yardım isteyen bir musibetzedeye
Kemal-i