Page 131 - Evrim Açmazı 1. Cilt
P. 131

EVR‹MSEL SOYA⁄ACI     129


           ¤al seleksiyon ve mutasyon birbirlerini  adlı tanrılar ortaya çıkmıfltı. Bu batıl ina-
           tamamlayan iki mekanizmadır. Evrimsel  nıfla göre, ibadet edilen bu putlar ilk ön-
           de¤iflikliklerin kayna¤ı da, canlıların ge-  ce kendi kendilerini var etmifller, daha
           netik yapısında meydana gelen rastgele  sonra da evrimleflerek di¤er maddeleri
           mutasyonlardır. Yine teorinin iddias›na  ve canlıları oluflturmufllardı. Yani Sümer
           göre mutasyonların sebep oldu¤u özel-  efsanelerine göre canlılık, cansız su ka-
           likler, do¤al seleksiyon mekanizması  osundan birdenbire oluflmufl ve evrimle-
           aracılı¤ıyla seçilir ve böylece canlılar  flerek geliflmiflti.
           evrimleflirler.                        Evrim efsanesi, daha sonra bir baflka
              Ancak öne sürülen bu mekanizmala-  putperest medeniyet olan Eski Yunan'da
           rın gerçekte hiçbir evrimlefltirici gücü  hayat sahası buldu. Eski Yunan'ın mater-
           yoktur ve evrimcilerin iddia etti¤i gibi ye-  yalist filozofları, maddeyi yegane varlık
           ni bir tür oluflturmaları da söz konusu de-  sayıyorlardı. Sümerler'den miras kalan
           ¤ildir. (bkz. Do¤al seleksiyon; Mutasyon)  evrim efsanesine ise, canlıların nasıl
                                               olufltu¤unu açıklamak niyetiyle baflvur-
                                               dular. Böylece materyalist felsefe ve ev-
                  s
                    e
                     l
              r
                i
                m

                            ¤
                              a
                               c
                           a
                       s
                        o
                          y
             v
           E Evrimsel soya¤ac›  ›
                                               rim efsanesi Eski Yunan'da birleflti, ora-
              (bkz. Hayat a¤acı; ‹nsanın Hayali  dan da Roma kültürüne taflındı.
           Soya¤acı)                             Evrim teorisinin savundu¤u bütün
                                               canlıların ortak bir ataya sahip oldukları
                                               düflüncesini, Fransız biyolog Comte de
                     o
                    e
                   t
                       r
           E Evrim teorisi i
                         s
                        i
              r
                m
                i

             v
                                               Buffon, 18. yüzyılın ortasında ileri sür-
              Pek çok insan evrim teorisini, Char-  dü. (bkz. Buffon Comte de) Charles Dar-
           les Darwin tarafından ortaya atılan, sa¤-  win'in büyükbabası Erasmus Darwin
           lam bilimsel delillere, gözlemlere ve de-  Buffon'un ortaya attı¤ı fikri gelifltirdi ve
           neylere dayalı bir teori zanneder. Oysa  bugün "evrim teorisi" dedi¤imiz düflün-
           evrim teorisinin ilk fikir babası Darwin  cenin ilk temel önermelerini ortaya koy-
           olmadı¤ı gibi, teorinin kayna¤ı da bilim-  du. (bkz. Darwin, Erasmus)
           sel deliller de¤ildir.                Erasmus Darwin'den sonra Fransız
              Mezopotamya'da putperest dinlerin  do¤a bilimci Jean Baptiste Lamarck, 19.
           hakimiyetinin bulundu¤u bir dönemde,  yüzyılın baflında ilk kapsamlı evrim te-
           canlılı¤ın ve evrenin kökeni hakkında  orisini ortaya attı. (bkz. Lamarck, Jean
           birçok batıl inanç ve efsane yaygındı;  Baptiste) Lamarck, evrimin mekanizma-
           bunlardan biri de "evrim" inancıydı. Sü-  sını "kazanılan özelliklerin nesilden nes-
           merler'den kalan Enuma-‹lifl adlı yazıtta  le aktarılması" olarak açıklıyordu. Buna
           anlatıldı¤ına göre, ilk baflta bir su kar-  göre canlıların yaflamları sırasında u¤ra-
           maflası vardı ve bu su karmaflasının içe-  dıkları de¤ifliklikler kalıcıydı ve yeni ne-
           risinden birdenbire Lahau ve Lahamu  sillere kalıtsal olarak aktarılabiliyordu.
           Harun Yahya (Adnan Oktar)
   126   127   128   129   130   131   132   133   134   135   136