Page 29 - Sonsuzluk Başlamış Durumda
P. 29

Harun Yahya (Adnan Oktar)





                 Yani maddesel dünyanın aslına ulaşmamız imkansızdır. Muha-
               tap olduğumuz tüm nesneler, gerçekte görme, işitme, dokunma gibi
               algıların toplamından ibarettir. Algı merkezlerindeki bilgileri değer-
               lendiren beynimiz, yaşamımız boyunca maddenin bizim dışımızda-
               ki "aslı" ile değil, beynimizdeki kopyaları ile muhatap olur. Biz ise
               bu kopyaların aslının nasıl olduğunu hiçbir zaman bilemeyiz.


                 Beynimizin İçinde Oluşan "Dış Dünya"
                 Buraya kadar anlattığımız fiziksel gerçekler bizi tartışılmaz bir
               sonuca ulaştırır: Bizim gördüğümüz, dokunduğumuz, duyduğu-
               muz ve adına "madde", "dünya" ya da "evren" dediğimiz kavramla-
               rın aslıyla hiçbir zaman muhatap olmayız, biz bunların sadece bey-
               nimizdeki kopya hallerini biliriz.
                 Örneğin meyve yiyen biri, aslında meyvenin beynindeki algısıy-
               la muhataptır, aslıyla değil. Kişinin "meyve" diye nitelendirdiği şey,
               meyvenin biçimi, tadı, kokusu ve sertliğine ait elektriksel bilginin
               beyinde algılanmasından ibarettir. Eğer beyne giden görme sinirini
               keserseniz, meyve görüntüsü de bir anda yok olur. Veya burundaki
               algılayıcılardan beyne uzanan sinirdeki bir kopukluk, koku algınızı
               tamamen ortadan kaldırır. Çünkü meyve, birtakım elektrik sinyalle-
               rini beynin yorumlamasından başka bir şey değildir.
                 Üzerinde düşünülmesi gereken ayrı bir nokta da uzaklık hissi-
               dir. Uzaklık, örneğin bu kitapla aranızdaki mesafe, sadece beyni-
               nizde meydana gelen bir boşluk hissidir. Bir insanın kendisinden
               çok uzakta sandığı maddeler de aslında beyninin içindedir. Örne-
               ğin insan göğe bakıp yıldızları seyreder ve bunların milyonlarca
               ışık yılı uzakta olduklarını sanır. Oysa yıldızlar onun içinde, bey-
               nindeki görüntü merkezindedirler. Bu yazıları okurken içinde otur-
               duğunuzu sandığınız odanın da aslında içinde değilsiniz; aksine
               oda sizin içinizdedir. Bedeninizi görmeniz, sizi odanın içinde oldu-
               ğunuza inandırır. Ancak şunu unutmayın; bedeninizin de aslını
               hiçbir zaman görmediniz, hep beyninizde oluşan kopyasıyla mu-
               hatap oldunuz.

                                                                               27
   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34