Page 391 - İslam ve Uzakdoğu Dinleri
P. 391
389
ve yeri yaratand›r; O, sizi, günahlar›n›z› ba¤›fllamak
için davet etmekte ve sizi ad› konulmufl bir süreye ka-
dar erteliyor." Dediler ki: "Siz, bizim benzerimiz olan
birer beflerden baflkas› de¤ilsiniz. Siz bizi, babalar›m›-
z›n tapt›klar›ndan çevirip-engellemek istiyorsunuz,
öyleyse bize apaç›k bir delil getirin." (‹brahim Suresi,
10)
‹nsan› ilahlaflt›ran, güç ve kudret sahibi bir varl›k
olarak kabul eden insanlar, gerçekte ne kadar aciz ol-
duklar›n› görmezden gelmektedirler. Gözle görülmeye-
cek kadar küçük olan bir virüs karfl›s›nda dahi çaresiz
kalan, vücudunda kusursuzca iflleyen sistemlere en
ufak bir müdahalede dahi bulunamayan, Allah'›n yaz-
d›¤› eceli bir saniye dahi de¤ifltiremeyen bir insan›n
ilahl›k iddias›nda bulunmas› ak›l ve mant›kla çeliflen
büyük bir sapk›nl›kt›r. Her insan Allah'›n "ol" demesiy-
le var olmufltur. Dünya hayat›nda Rabbimiz her insan›
denemeden geçirmektedir ve tüm yapt›klar›yla mutla-
ka hesaba çekecektir.
Kuran'da Hz. Hud'un kavminin de Allah'a iman
etmemekte direnen, kendi ilahlar›na ibadette kararl›
olan, müflrik bir kavim oldu¤u haber verilir. Ayetlerde
Hz. Hud'un inkarc› toplulu¤a flu hat›rlatmalarda bulun-
du¤u bildirilir:
Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz
olan Allah'a tevekkül ettim. O'nun, aln›ndan yakala-
y›p-denetlemedi¤i hiçbir canl› yoktur. Muhakkak be-
nim Rabbim, dosdo¤ru bir yol üzerinedir) (Hud Sure-
si, 56)
Harun Yahya