Page 119 - Ölüm Kıyamet Cehennem
P. 119
Harun Yahya (Adnan Oktar) 113
ları gün işte onlar, ateşe bölükler halinde dağıtılırlar.
Sonunda oraya geldikleri zaman, işitme, görme (du-
yuları) ve derileri kendi aleyhlerine şahitlik edecek-
tir. Kendi derilerine dediler ki: “Niye aleyhimizde şa-
hitlik ettiniz?” Dediler ki: “Herşeye nutku verip-ko-
nuşturan Allah, bizi konuşturdu. Sizi ilk defa O ya-
rattı ve O’na döndürülüyorsunuz. Siz, işitme, görme
(duyularınız) ve derileriniz aleyhinize şahitlik eder
diye sakınmıyordunuz. Aksine, yaptıklarınızın birço-
ğunu Allah’ın bilmeyeceğini sanıyordunuz. İşte bu si-
zin zannınız; Rabbiniz hakkında beslediğiniz-zannı-
nız, sizi bir yıkıma uğrattı, böylelikle hüsrana uğra-
yan kimseler olarak sabahladınız.” Şimdi eğer sabre-
debilirlerse, artık onlar için konaklama yeri ateştir.
Ve eğer onlar hoşnut olma (dünya)ya dönmek ister-
lerse, artık hoşnut olacaklardan değildirler. (Fussilet
Suresi, 19-24)
İnkarcılar, kendilerini yaratan ve yaşatan Allah’a isyan et-
mekle, olabilecek en büyük suçu işlemişlerdir. Bu yüzden he-
sap günü kendilerini savunmalarına izin verilmez. Hatta sesle-
rini çıkarmalarına dahi fırsat tanınmaz. Aşağılanmış ve zavallı
bir şekilde haklarındaki hükmün verilmesini beklerler:
O gün, yalanlayanların vay haline. Bu, onların konu-
şamayacakları bir gündür. Ve onlara özür beyan et-
meleri için izin verilmez. O gün, yalanlayanların vay
haline. Bu, hüküm günüdür; sizi ve öncekileri ‘birara-
da topladık.’ Şayet kurabileceğiniz hileli bir düzeni-
niz varsa, durmaksızın bana karşı kurun. O gün, ya-
lanlayanların vay haline. (Mürselat Suresi, 34-40)
İnkarcı o gün kendi yaptıklarından şiddetle nefret eder ve
kendi nefsine karşı da büyük bir öfke duyar. Fakat Allah’ın on-