Page 123 - Ölüm Kıyamet Cehennem
P. 123
Harun Yahya (Adnan Oktar) 117
Müminlerin de o topluluk içinde olmalarının hikmetlerin-
den birinin, Allah’ın azametini daha iyi kavramaları ve O’na
şükretmeleri olduğu düşünülebilir. Cehennem azabının şidde-
tini yakından gören mümin, Allah’ın kendisine verdiği imanın
ne kadar büyük bir nimet olduğunu iyice kavrar. Çünkü şahit
olduğu cehennem o kadar korkunçtur ki, yalnızca o azaptan
kurtulmuş olmak bile, insan için büyük bir mutluluktur.
Mümin, cehenneme şahit olmakla, kıyas yapma imkanına sa-
hip olur. Böylece insana verilecek en güzel nimetleri barındı-
ran, içinde ebedi kalacağı cennetin değerini daha iyi anlar.
Dünyada da acıdan kurtulmak büyük bir nimettir. Örneğin dağ
başında soğuktan donma tehlikesi geçiren biri için, içinde ateş
yanan köhne bir baraka, o an için en lüks otel odasından daha
güzeldir. Günlerce yemek yememiş birisi için kuru bir ekmek,
normal zamanda yiyeceği en mükellef ziyafetten daha lezzetli
gelir. Acının sona ermesi, başlı başına büyük bir sevinç, neşe,
huzur ve dolayısıyla şükür kaynağıdır.
Cehennemi yakından görüp Allah’ın kurtardığı mümin, işte
bu sevince ulaşır. Cennet ile ödüllendirilmesi de, Kuran’da sö-
zü edilen “felah”ı (büyük kurtuluş ve mutluluk) eksiksiz bir bi-
çimde tatmasını sağlar. Var olan en büyük azabı gördükten
sonra, cennete girip hayal gücünün alamayacağı nimetlere ka-
vuşan mümin cennetin değerini çok iyi bilir. Geri kalan sonsuz
hayatı boyunca da cehennem ortamını hiç unutmaz, bu sayede
cennetten aldığı zevk aynı oranda fazlalaşır.
Mahşer gününde insanlar, Araf (burçlar) üzerinde bulunan,
mümin ve inkarcıları yüzlerinden tanıyan kimselerin şu sözle-
riyle karşılaşırlar:
İki taraf arasında bir engel ve burçlar (A’raf) üstün-
de hepsini yüzlerinden tanıyan adamlar vardır. Cen-