Page 166 - Ölüm Kıyamet Cehennem
P. 166
160 ÖLÜM KIYAMET CEHENNEM
bizim önümüze sürdünüz. Ne kötü bir durak.” Der-
ler ki: “Rabbimiz, kim bunu bizim önümüze sürdüy-
se, ateşteki azabını kat kat arttır.” Ve derler ki: “Bi-
ze ne oluyor ki, kendilerini şerir (kötü)lerden saydı-
ğımız adamları göremiyoruz. Biz onları bir alay ko-
nusu edinmiştik; yoksa gözler mi onlardan kaydı?”
Bu, cehennem halkının birbiriyle çekişmesi kesin bir
gerçektir. (Sad Suresi, 59-64)
Sonuçsuz Yalvarmalar ve Ümitsizlik
Cehennem ehli, büyük bir çaresizlik içindedir. Başlarına ge-
len azap, hem korkunç derecede acı verici hem de sonsuzdur.
Tek çare olarak yalvarmayı seçerler. Gördükleri herkese yal-
varırlar. Cennet ehlini görürler, onlardan bir parça olsun su ve
yemek isterler. Allah’a yalvarmaya, merhamet dilemeye çalışır-
lar. Ama hepsi boşunadır.
Yalvarmalarının bir kısmı, cehennemin bekçileri olan zeba-
nileredir. Kendilerine en görülmedik işkenceleri yapan bu azap
meleklerine bile yalvarır ve onlardan kendileri adına Allah’a
seslenmelerini isterler. İçinde bulundukları azap o kadar yoğun
bir azaptır ki, onun bir gün için olsun hafifletilmesi için yalva-
rırlar. Ama yanıt alamazlar:
Ateşin içinde olanlar, cehennem bekçilerine dediler
ki: “Rabbiniz’e dua edin; azabtan bir günü (olsun) bi-
ze hafifletsin.” (Bekçiler:) “Size kendi Resulleriniz
açık belgelerle gelmez miydi?” dediler. Onlar:
“Evet” dediler. (Bekçiler:) “Şu halde siz dua edin”
dediler. Oysa kafirlerin duası çıkmazda olmaktan
başkası değildir. (Mümin Suresi, 49-50)