Page 167 - Ölüm Kıyamet Cehennem
P. 167
Harun Yahya (Adnan Oktar) 161
Bunun yanında Allah’tan merhamet dilemeye de çalışırlar.
Ancak yine boşunadır:
Dediler ki: “Rabbimiz, mutsuzluğumuz bize karşı üs-
tün geldi, biz sapan bir topluluk imişiz. Rabbimiz, bi-
zi (ateşin) içinden çıkar, eğer yine (inkara) dönersek,
artık gerçekten zalim kimseler oluruz.”
Der ki: “O’nun içine sinin ve benimle söyleşmeyin.
Çünkü gerçekten Benim kullarımdan bir grup: “Rab-
bimiz, iman ettik, Sen artık bizi bağışla ve bize mer-
hamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın,
derlerdi de, siz onları alay konusu edinmiştiniz; öyle
ki, size Benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gü-
lüp duruyordunuz. Bugün Ben, gerçekten onların
sabretmelerinin karşılığını verdim. Şüphesiz onlar,
‘kurtuluşa ve mutluluğa’ erenlerdir.” (Müminun Su-
resi, 106-111)
Ayetlerden anlaşıldığına göre bu, Allah’ın cehennem ehline
son hitabıdır. Çünkü Allah bunlara “O’nun içine sinin ve be-
nimle söyleşmeyin” dedikten sonra artık aksinin olması söz
konusu değildir. Bundan böyle Allah cehennem ehli ile sonsu-
za dek muhatap olmaz. Bu, düşünmesi bile insana acı veren bir
durumdur.
Cehennem ehli çığlık çığlığa azap çekerken, “kurtuluşa ve
mutluluğa eren”ler, yani müminler de cennetin nimetleri için-
dedirler. Ve cehennem ehlinin çektiği manevi azapların birini,
söz konusu cennet ehli ile olan diyaloğu oluşturur. İnkarcılar,
cehennemin korkunç azapları içinde işkence görürken, özel
olarak yaratılan bir sistem ile cenneti görür, oradaki büyük ni-
met ve ihtişamı izlerler. Dünyada iken kendileriyle alay ettik-