Page 181 - Ölüm Kıyamet Cehennem
P. 181
Harun Yahya (Adnan Oktar) 175
mekanizma olarak kalmış oluyordu.
Neo-Darwinizm ve Mutasyonlar
Darwinistler ise bu duruma bir çözüm bulabilmek için 1930'la-
rın sonlarında, "Modern Sentetik Teori"yi ya da daha yaygın is-
miyle neo-Darwinizm'i ortaya attılar. Neo-Darwinizm, doğal se-
leksiyonun yanına "faydalı değişiklik sebebi" olarak mutasyonları,
yani canlıların genlerinde radyasyon gibi dış etkiler ya da kopya-
lama hataları sonucunda oluşan bozulmaları ekledi.
Bugün de hala dünyada evrim adına geçerliliğini koruyan mo-
del neo-Darwinizm'dir. Teori, yeryüzünde bulunan milyonlar-
ca canlı türünün, bu canlıların, kulak, göz, akciğer, kanat gibi
sayısız kompleks organlarının "mutasyonlara", yani genetik bo-
zukluklara dayalı bir süreç sonucunda oluştuğunu iddia etmek-
tedir. Ama teoriyi çaresiz bırakan açık bir bilimsel gerçek var-
dır: Mutasyonlar canlıları geliştirmezler, aksine her za-
man için canlılara zarar verirler.
Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene
sahiptir. Bu molekül üzerinde oluşan herhangi rastgele bir
etki ancak zarar verir. Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan
bunu şöyle açıklar:
Mutasyonlar küçük, rasgele ve zararlıdırlar. Çok ender olarak
meydana gelirler ve en iyi ihtimalle etkisizdirler. Bu üç özellik,
mutasyonların evrimsel bir gelişme meydana getiremeyeceği-
ni gösterir. Zaten yüksek derecede özelleşmiş bir organizma-
da meydana gelebilecek rastlantısal bir değişim, ya etkisiz ola-
caktır ya da zararlı. Bir kol saatinde meydana gelecek rasgele
bir değişim kol saatini geliştirmeyecektir. Ona büyük ihtimal-
le zarar verecek veya en iyi ihtimalle etkisiz olacaktır. Bir dep-