Page 530 - Risale-i Nur - Şualar
P. 530

532                                                                                                                                   ŞUÂLAR


                 Dokuzuncu:  Nur  ve  İman  hizmetinde  şiddetli  imtihandan  çıkan
          yüksek İlânatın tesiratındaki sürur.

                 Dokuz aded manevî sevinçler, öyle teskin edici bir merhem ve tatlı
          bir ilâçtır ki; tarif edilmez, ağır elemlerimizi teskin ediyor.

                                                                     Said Nursî

                                          * * *

              Aziz, Sıddık, Metin Kardeşlerim!

              On  aydan  beri,  münafıkların  bir  resmî  memuru  elde  edib  bütün
          desiseleriyle  yaptıkları hücum en küçük bir Şakirdi sarsmadı. O iftiraları
          hiç  hükmündedir.  İsbat  ettiğimiz  onun  yüz  yalanına  karşı,  bir  gazetenin
          sâbık valinin tekaüde sevkini bir Mektubumuzda bulup hilaf-ı vaki'dir diye
          birtek yanlış bulmuş. Halbuki o yanlış, o gazeteye aid’dir. Her ne ise; böy-
                                                                              ِ
                                                                      للّٰا
          lelerden  böyle  iftiralar,  binden  bir  tesiri  bize  olmadığı gibi,   ءااش  نا
                                                                        َ ه
                                                                             ْ َ
                                                                    ُ
          Daire-i  Nur'a  da  zararı  olmayacak.  Size  söylediğim  gibi,  memurun
          iftiranamesine  çok  ehemmiyet  vermeyiniz,  zihninizi  bulandırmasın.  Eğer
          Müdafaatımda  cevabı  bulunmayan  Kanunî  nokta  varsa,  kısa  cevab  verir-
          siniz.  Hem  deyiniz:  "Said  der  ki:  Bizi  ve  Nurları  beraet  ettiren  üç
          mahkemeyi kızdırmamak, tenkis etmemek için o garazkârane iddianameye
          karşı cevab verip ehemmiyet vermeyeceğim. Büyük Müdafaatım, hususan
          on vecihle kanunsuzluğa tam ve mükemmel bir cevabdır."

                                          * * *

                                         ناحبس همساب
                                       ه َ َ ْ ُ  ِ ِ  ْ  ِ
                                     ُ
              E  v  v  e  l  â  :  Bir  İnayettir  ki,  o  adamın  müfteriyane  iddianamesini
          işitemedim. Yoksa şiddetle konuşacaktım. Reise, seni mahkemeye veriyo-
          rum,  yani  haksızlığınla  Mahkeme-i  Kübraya  ve  kanunsuzluğunla  dünya
          mahkemesine. Ve avukatım yok dediğimden maksad, onlara bizim umumu-
          muzun küllî mes'elede vekilimizdir, benim hususî şahsıma gelen hücuma
          ancak ben mukabele edebilirim, demektir. Ahmed Hikmet'e bildiriniz.

              S â n i y e n :  Savcının  isnadatına  karşı  eski  Müdafaatımız   kâfidir.

              S â l i s e n : Mustafa  Osman,   Ceylan   nasıl   telakki   ettiklerini   ve
   525   526   527   528   529   530   531   532   533   534   535