Page 534 - Risale-i Nur - Şualar
P. 534
536 ŞUÂLAR
S â l i s e n : Haber aldım ki, çok çalışan fakat ihtiyatsız Ahmed
Feyzi'nin "Maidet-ül Kur'an" başında malûm Mektubumu mahkeme heyeti
bahane ederek -ki: "Said kendi hakkındaki medihleri vesaireyi tasdik
etmiş." -benim mahkûmiyetime bir sebeb gösterilmiş. Ben mükerrer dedim
ki, herşeyden evvel Ahmed Feyzi onu beyan edib -ki o Mektub, kendi
hakkındaki Mektubları kabul etmemek ve sair bir kısmını ta'dil etmek
lâzımken- lüzumsuz onları hiddete getiren şeyleri yazmış. Ben onun bin
kusurunu görsem, ondan gücenmem. Fakat Nurlara zarar gelmemek için
cesurane ve ihtiyatsız hareketten bir derece çekinmek lâzımdır.
R â b i a n : Feyzilerin bir Kahramanı olan Ahmed Feyzi Kardeşimiz
de, Tahirî'nin koğuşu olan Medresesinde aynen Tahirî gibi davranmalı. Ve
gidenlerin yerinde, onların Şakirdlerini Kur'an ve Nur Dersleriyle ve
yazılarıyla teşvik etsin. Dün bana gönderdiği yeni Talebelerin defterleri be-
ِ ِ
nim hazîn halimi sevince tebdil etti. للّٰ دمحْلَا dedim.
ه ُ ْ َ
* * *
Bu defa taarruz pek geniş dairede.. Reis-i Hükûmet ve hazır kabine,
plânlı, dehşetli bir evham ile bir hücum etti. Benim aldığım bir habere göre
ve çok emarelerle gizli münafıkların yalan jurnalleri ve desiseleriyle bizi
Hilafet komitesiyle ve Nakşî Tarîkatının gizli cem'iyetiyle tam alâkadar,
belki pişdar gösterip hükûmeti büyük bir telaşa sevkederek, Nur'un büyük
Mecmualarının İstanbul'da cildlenip Âlem-i İslâm'a İntişarını ve gayet
makbuliyetlerini bir delil gösterip, hükûmeti korkutup, kıskanç resmî
hocaları ve vehham memurları aleyhimize insafsızca çevirdiler. Tahmin-
lerince herhalde çok vesikalar, emareler görülecek, hem Eski Said dama-
rıyla tahammül etmeyerek ortalığı karıştıracak diye kanaatları varmış.
Cenab-ı Hakk'a hadsiz şükür olsun, o musibeti binden bire indirdi. Bütün
taharrilerde hiç bir cem'iyet ve komitelerle bir alâkamızı bulamadılar.
Yoktur ki, bulsunlar. Onun için savcı iftiralara, yanlış manalara, medar-ı
mes'uliyet olmayan cüz'î isnadlara mecbur olmuş. Madem Hakikat budur,
Nurlar ve biz yüzde doksandokuz derece musibetten halas olduk. Öyle ise
değil şekva, belki binler şükür etmekle İnayet-i İlahiyenin bu cilvesinin
tamamını Sabır, Şükür, İstirhamla beklemeliyiz ve Nur Dersleriyle bu
Medresenin mütemadiyen çıkan ve giren muhtaç ve müştaklarına Teselli
vererek yardım etmeliyiz.
Said Nursî
* * *