Page 722 - Risale-i Nur - Şualar
P. 722

724                                                                                                                                    ŞUÂLAR


          hususî  meşrebi  olan  Tefekkür  ve  Şefkat  noktasında  tam  Tevafuk
          etmek Sırriyle şu Surede daha ziyade Risale-i Nuru kucağına alıyor.
          Baştaki Âyet; dört Cümle ile en karanlık bir asrın kara kara içinde,
          zulmet  zulmet  içinde  insanları  Nura  çıkaran  ve  Kur'ândan  çıkan
          bir Nura parmak bastığı gibi en karanlık içinde bulunan ve Risale-i
          Nurun cereyanına muhalif gidenleri târif eder.

              ÜÇÜNCÜ ÂYET:

             ِ                      ِ  ِ                         ِ       ۪
                                                                 بحتيُ
              ه     يب   س ۪ ِل   ا   للّٰ     ن   ع    نوُّدصيو ةر   خٰلْا  َ لٰع اينُّدلا َةاي   ح   ْلا نو ُّ َ  َ ْ َ  ي   ن    ذَّلَا
                                                         َ ٰ
                                                             َ
                                 َ َ َ
                                             َ َ ْ
                           َ َ ْ َ
                                ُ
                             د    ۪    َ    ل     ب يع    َلِض      ۪ ف      كئَل وُا ا جو ِ   ا   ع  َ َ   نِوغب َ َ ُ ْ    يو
                                           ِ ا
                                         َ
                                   َ
                                                  َ
          Bu  dahi,  üç  Cümlesiyle  bazı  münasebat-ı  mâneviye  ve  muvafakat-ı
          mefhumiye  cihetinde  ve  hem  Risale-i  Nurun  mesleğine,  hem
          mülhidlerin  mesleğine  îmâen  bakar.  Ve  birinci  Cümlesiyle  der  ki:  "O
          bedbahtlar,  bazı  Ehl-i  Îmanın  (Îmanları  beraber  olduğu  halde)  ve  bir
          kısım Ehl-i İlmin (Âhireti tam bildikleri halde) onlara iltihak delâletiyle,
          bilerek  ve  severek  hayat-ı  dünyeviyeyi  Dine  ve  Âhirete,  yâni  Elması
          tanıdığı  ve  bulduğu  halde  beş  paralık  şişeyi  ona  tercih  etmek  gibi
          sefahet-i  hayatı,  Dinî  Hissiyata  muannidane  tercih  edip  dinsizlik  ile
          iftihar  ederler."  Bu  Cümlenin  bu  asra  bir  hususiyeti  var.  Çünki  hiçbir
          asır  böyle  bir  tarzı  göstermemiş.  Sair  asırlarda  o  ehl-i  dalâlet  Âhireti
          bilmiyor  ve inkâr ediyor. Elması Elmas bilmiyor, dünyayı tercih ediyor.
                                  ِ

          Ve  ikinci  Cümlesi  olan  للّٰا    ِلي۪بس  نع نوُّدصي   و ile  der  ki: "O bedbaht-
                                             ْ َ َ
                                   ه
                                                       َ َ
                                          َ
                                                    ُ
          ların  dalâleti,  muhabbet-i  hayattan  ve  temerrüdden  neş'et  ettiği  için
          kendi hâlleri ile durmuyorlar, tecavüz ediyorlar. Bildikleri ve onun ile
          ecdadları  bağlı  olan  dine,  adavetkârâne,  menbalarını  kurutmak  ve
          esasatını  bozmak  ve  kapılarını  ve  yollarını  kapatmak  istiyorlar."  Ve
                                  ِ
          üçüncü Cümlesi olan   جوع ا َ َ ُ    و    ile der ki: "Onların dalâleti fenden,

                              ا
                                      نِوغبي
                                            َ ْ َ
                                 َ
          felsefeden geldiği için acib bir gurur ve garib bir fir´avunluk ve dehşetli
          bir  enaniyet  onlara  verip  nefislerini  öyle  şımartmış  ki,  Kâinatı  idare
          eden  İlâhî  Kanunların  Şuâlarını  ve  İnsan  Âleminde  o  Hakaikin
          Düsturlarını süflî hevesatlarına
   717   718   719   720   721   722   723   724   725   726   727