Page 178 - Evrenin Yaratılışı
P. 178

176                  EVRENİN YARATILIŞI


               saatini geliştirmeyecektir. Ona büyük ihtimalle zarar verecek veya en iyi ihti-
                                                                             115
               malle etkisiz olacaktır. Bir deprem bir şehri geliştirmez, ona yıkım getirir.
               Nitekim bugüne kadar hiçbir yararlı, yani genetik bilgiyi geliştiren mutas-
            yon örneği gözlemlenmedi. Tüm mutasyonların zararlı olduğu görüldü.
            Anlaşıldı ki, evrim teorisinin "evrim mekanizması" olarak gösterdiği mutas-
            yonlar, gerçekte canlıları sadece tahrip eden, sakat bırakan genetik olaylardır.
            (İnsanlarda mutasyonun en sık görülen etkisi de kanserdir.) Elbette tahrip edi-
            ci bir mekanizma "evrim mekanizması" olamaz. Doğal seleksiyon ise,
            Darwin'in de kabul ettiği gibi, "tek başına hiçbir şey yapamaz." Bu gerçek biz-
            lere doğada hiçbir "evrim mekanizması" olmadığını göstermektedir. Evrim me-
            kanizması olmadığına göre de, evrim denen hayali süreç yaşanmış olamaz.


               Fosil Kayıtları: Ara Formlardan Eser Yok

               Evrim teorisinin iddia ettiği senaryonun yaşanmamış olduğunun en açık
            göstergesi ise fosil kayıtlarıdır.
               Evrim teorisinin bilim dışı iddiasına göre bütün canlılar birbirlerinden türe-
            mişlerdir. Önceden var olan bir canlı türü, zamanla bir diğerine dönüşmüş ve
            bütün türler bu şekilde ortaya çıkmışlardır. Teoriye göre bu dönüşüm yüz mil-
            yonlarca yıl süren uzun bir zaman dilimini kapsamış ve kademe kademe iler-
            lemiştir.
               Bu durumda, iddia edilen uzun dönüşüm süreci içinde sayısız "ara türler"in
            oluşmuş ve yaşamış olmaları gerekir.
               Örneğin geçmişte, balık özelliklerini taşımalarına rağmen, bir yandan da
            bazı sürüngen özellikleri kazanmış olan yarı balık-yarı sürüngen canlılar yaşa-
            mış olmalıdır. Ya da sürüngen özelliklerini taşırken, bir yandan da bazı kuş
            özellikleri kazanmış sürüngen-kuşlar ortaya çıkmış olmalıdır. Bunlar, bir geçiş
            sürecinde oldukları için de, sakat, eksik, kusurlu canlılar olmalıdır. Evrimciler
            geçmişte yaşamış olduklarına inandıkları bu hayali varlıklara "ara-geçiş formu"
            adını verirler.
               Eğer gerçekten bu tür canlılar geçmişte yaşamışlarsa bunların sayılarının ve
            çeşitlerinin milyonlarca hatta milyarlarca olması gerekir. Ve bu garip canlıların
            kalıntılarına mutlaka fosil kayıtlarında rastlanması gerekir. Darwin,  Türlerin
            Kökeni'nde bunu şöyle açıklamıştır:
               Eğer teorim doğruysa, türleri birbirine bağlayan sayısız ara-geçiş çeşitleri
   173   174   175   176   177   178   179   180   181   182   183