Page 177 - Evrenin Yaratılışı
P. 177
Harun Yahya (Adnan Oktar) 175
Neo-Darwinizm ve Mutasyonlar
Darwinistler ise bu duruma bir çözüm bulabilmek için 1930'ların sonların-
da, "Modern Sentetik Teori"yi ya da daha yaygın ismiyle neo-Darwinizm'i or-
taya attılar. Neo-Darwinizm, doğal seleksiyonun yanına "faydalı değişiklik se-
bebi" olarak mutasyonları, yani canlıların genlerinde radyasyon gibi dış etki-
ler ya da kopyalama hataları sonucunda oluşan bozulmaları ekledi.
Bugün de hala bilimsel olarak geçersiz olduğunu bilmelerine rağmen,
Darwinistlerin savunduğu model neo-Darwinizm'dir. Teori, yeryüzünde bulu-
nan milyonlarca canlı türünün, bu canlıların, kulak, göz, akciğer, kanat gibi
sayısız kompleks organlarının "mutasyonlara", yani genetik bozukluklara da-
yalı bir süreç sonucunda oluştuğunu iddia etmektedir. Ama teoriyi çaresiz bı-
rakan açık bir bilimsel gerçek vardır: Mutasyonlar canlıları geliştirmezler, ak-
sine her zaman için canlılara zarar verirler.
Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sahiptir. Bu mo-
lekül üzerinde oluşan herhangi bir tesadüfi etki ancak zarar verir. Amerikalı
genetikçi B. G. Ranganathan bunu şöyle açıklar:
Mutasyonlar küçük, rasgele ve zararlıdırlar. Çok ender olarak meydana ge-
lirler ve en iyi ihtimalle etkisizdirler. Bu üç özellik, mutasyonların evrimsel bir
gelişme meydana getiremeyeceğini gösterir. Zaten yüksek derecede özelleşmiş
bir organizmada meydana gelebilecek rastlantısal bir değişim, ya etkisiz ola-
caktır ya da zararlı. Bir kol saatinde meydana gelecek rasgele bir değişim kol
anten bacak
gözler
ağız
Evrimciler yüzyılın başından beri sinekleri mutasyona uğratarak, faydalı mutasyon örneği
oluşturmaya çalıştılar. Ancak on yıllarca süren bu çabaların sonucunda elde edilen tek so-
nuç, sakat, hastalıklı ve kusurlu sinekler oldu. Üstte solda normal bir meyve sineğinin ka-
fası ve sağda mutasyona uğrayarak bacakları başından çıkan diğer bir meyve sineği.