Page 115 - Mehdi ve Altın Çağ
P. 115
Ebu Hüreyre'nin rivayetine göre; Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuş: Gerçekten Aziz ve Celil olan Allah
her yüz sene başında şu ümmetin dinini bidatten ayıracak, yenileyecek (ilim sahibi) bir zatı gönderir.
Sünen-i Ebu Davud, 5/100
Her yüz sene başında bu ümmetin uleması arasından bir müceddid gelecek ve şeriatı ihya edecektir. Bilhassa,
aradan bin sene geçtikten sonra..Zira, böyle aradan bin senenin geçtiği vakit, geçen ümmetlerde ulül'azm bir
peygamberin geldiği vakittir.
(Mektubat-i Rabbani, 1/520)
Bediüzzaman Said Nursi Hicri 13. Asrın Müceddididir
Samli Hafis Tevfik Efendi bir risalesinde, Mevlana Halid Bağdadi ile Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin
hayatlarını mukayese ettiğini ve dört mühim tevafukla karşılaştığını şöyle izah ediyor:
Birincisi: Hazret-i Mevlana 1193'te dünyaya gelmiş. Üstadım ise, Arabi 1293'te. Tam Mevlana Halid'in yüz senesi
hitam bulduktan sonra dünyaya gelmiş.
İkincisi: Hazret-i Mevlana'nın tecdid-i din mücahedesine başlangıcı ve mükaddemesi, Hindistan'ın payitahtına
1224'te girmiş. Üstadım ise; aynen yüz sene sonra, 1324'te Osmanlı Saltanatının payitahtına girmiş, mücahede-i
maneviyesine başlamış.
Üçüncüsü: Ehl-i siyaset, Hazret-i Mevlana'nın fevkalade şöhretinden tevehhüm ederek diyar-ı Şam'a nakl-i
mekan ettirilmesi, 1238'de vaki olmuştur. Üstadım ise, aynen yüz sene sonra 1338'de Ankara'ya gidip, onlarla
uyuşamayıp, onları reddederek - küserek-tekrar Van'a gidip, bir dağda inziva ederken 1338 senesini müteakip,
Şeyh Said hadisesinin vukuu münasebetiyle ehl-i siyasetin vehmine dokunmuş. Ondan korkarak Burdur ve
Isparta Vilayetlerinde dokuz sene ikamet ettirilmiş.
Dördüncüsü: Hazret-i Mevlana Halid, yaşı yirmiye baliğ olmadan evvel allame-i zaman hükmünde, fuhul-i
ulemanın üstünde görünmüş, ders okutmuş. Üstadım ise; tarihçe-i hayatını görenlere ve bilenlere malumdur ki; on
dört yaşında icazet alıp, a'lemi ulema-i zamanla muarazaya girişmiş; on dört yaşında iken, icazet almaya yakın
talebeleri tedris etmiştir.
Elhasil: Baştaki Hadis-i Şerifin "her yüz sene başında dini tecdid edecek bir müceddidi gönderiyor" müjdesinin
ihbarına müvazi olarak Hazret-i Mevlana Halid, -ekser ehl-i hakikatin tasdikiyle -1200 senesinin yani on ikinci
asrın müceddididir. Madem tam yüz sene sonra, aynen dört cihette tevafuk ederek Risale-i Nur eczalari ayni
vazifeyi görmüş.. Kanaat verir ki - nass-i Hadis ile - Risale-i Nur tecdid-i din hususunda bir müceddid
hükmündedir.
(Barla Lahikası 119-121)
Yukarıdaki izahlarda Mevlana Halid'in 12.asrın, Bediüzzaman Said Nursi'nin de 13.asrın müceddidi olduğu
anlaşılmaktadır. Mehdi'nin ise 14. asrın müceddidi olarak Hicri 1400 yılı başlarında çıkması beklenmektedir.
Bediüzzaman Hazretleri, hem kendisinden sonra gelecek müceddid olması, hem de ümmetin 1400 senedir şevk
ve heyecan kaynağı olması nedeniyle, Hz. Mehdi'den çok açık teferruatlıca bahsetmiştir.
Mehdi Hicri 14. Asırda Gelecektir
Ta ahir zamanda, hayatın geniş dairesinde asıl sahibleri, yani Mehdi ve şakirtleri, Cenab-ı Hakk'ın izniyle gelir, o
daireyi genişlendirir ve o tohumlar sünbüllenir. Bizler de kabrimizde seyredip Allah'a şükrederiz.
(Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 138-Kastamonu Lahikası, 72)
Çok zaman evvel bir ehl-i velayetten işittim ki; o zat, eski velilerin gaybı işaretlerinden istihrac etmiş ve kanaati
gelmiş ki; "Şark tarafından bir nur zuhur edecek, bid'atlar zulümatını dağıtacak." Ben, böyle bir nurun zuhuruna
çok intizar ettim ve ediyorum. Fakat çiçekler baharda gelir. Öyle kudsi çiçeklere zemin hazır etmek lazım gelir. Ve