Page 29 - Mehdi ve Altın Çağ
P. 29
Hadisin başlangıcında Mehdi'nin Deccal 'in silahlı adamları tarafindan gözetlendiği ve takip edildiği bildirilmektedir.
Önceki devirlerde de tevhid mücadelesinde bulunmuş bazı peygamberlerin de benzer şekilde gözetlendiğini
böylece kontrol altında tutulmak istendiğini Kur’an-ı Kerim'den öğrenmekteyiz.
23/25- "O, kendisinde delilik bulunan bir adamdan başkası değildir, onu belli bir süre gözetleyin."
"Mehdilik ve İmamiye" isimli araştırmanın sahibi bu hadisin tamamı hakkında şu izahları yapmaktadır.
Ebu İshak ve Ma'mer gibi raviler bu zattan maksad Hızır (a.s.)dır demişlerse de , biz Hz.Mehdi (a.s.) olduğu
kanaatindeyiz. Hadis-i Şerifin siyah ve sibaki bunu göstermektedir. Hadis-i Şerifin baş tarafinda deccalin
merkezde gözetleme yapan silahlı askerlerinden bahsediliyor. Şu halde deccal büyük bir orduya veya hükümet
kuvvetine sahip olacaktır. Kendi anlayışına karşı çıkan Mehdi'ye kuvvetini kullanarak eziyet etmekte ve tesirsiz
hale getirmeye çalışmaktadır. Hadis-i şerifin ifadesine göre artık o zatın sırtı ve karnı döve döve genişletilir. Yani
durmadan etrafa ilan edilip yayılmaktadır. Bu arada Mehdi'yi tesirsiz hale getirdiğini zanneden Deccal karşısında
Mehdi'nin ordusu çiğ gibi gelişini görür. Artık Deccal Mehdi'yi mahkum edemiyor, bu noktayı hadis-i şerif şöyle
ifade ediyor: "Ey insanlar şu muhakkak ki, artık Deccal bana yaptığı bu işi insanlardan hiçbir kimseye
yapamayacaktır. Tam bu sırada o müminin boynu ile köprücük kemiği arası bir bakır levha haline gelir de, artık
Deccal onu kesmeye hiçbir yol bulamaz."
Su son ifadeler çok dikkate değerdir. Boyun ile köprücük kemiğine gelince, hepimiz biliriz ki, idam edilecek
adamın suçları bir kağıda yazılıp boynuna asılır. Şu halde hadiste bu kısım bakır levha haline geliverir dediğine
göre Deccal Mehdiye artık kılıç geçiremeyecektir (ona hiçbirşey yapamayacaktır) demektir. (Mehdilik ve Imamiye
39)
DECCAL'İN MEHDİ'YE EZİYET ETMEYE ÇALIŞMASI
Ebu Said El-Hudri'nin (r.a.) rivayetinde, Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: Deccal çıkınca, ona karşı
müminlerden bir adam (Mehdi) yönelir. Derken o mümin kimseye birçok silahlılar, Deccal'in merkezlerde
gözetleme yapan silahlıları karşı çıkarlar. Ve kendisine: Nereye gitmeyi kasdediyorsun? diye sorarlar. O
da: Şu çıkan kimseyi (yani Deccal'e) karşı gitmeyi kasdediyorum, der. Deccal'in taraftarı ona: Sen bizim
Rabbimize inanmıyor musun? derler. O zat da: Bizim Rabbimiz de hiçbir gizlilik yoktur der. Ötekiler de:
Bunu öldürün, derler. Bu söz üzerine taraftarların bir kısmı diğerlerine:
Sizin Rabbiniz, kendi izni olmadan herhangi bir kimseyi öldürmekten sizleri men etmiş değil midir?
Müteakiben o zatı Deccal'in yanına götürürler:
Mehdilik ve Imamiye 37
Deccal, kendi anlayışına karşı çıkan Mehdi'yi öldürmek istemez, ona sıkıntı verir eziyet eder. Önce onu insanların
gözünde karalayarak tesirsiz hale getirmeye çalışır, başarısız olduğunu görünce bu sefer onu insanlardan
ayırarak uzaklaştırır, hadisin ifadesiyle firlatıp atar.
"Mehdilik ve İmamiye" yazarı izahına şöyle devam ediyor:
Ayrıca onu zindanlarına atmakla bir ateş içine attığını zanneder. Halbuki onu cennete atmıştır. Zira mümin
cehennemde olsa bile gönlü cennettedir. Müslim-i Şerif'in mütercimi Mehmed Sofuoğlu buradaki cennetin
dünya bahçelerinden bir bahçe olduğunu söyler. Şu halde anlaşılıyor ki, Deccal Mehdiyi ıssız yerlere
sürecek ama onun sürdüğü yerler bağlık yerler olacaktır.
Mehdilik ve Imamiye 40
HAKKINDA OLUMSUZ PROPAGANDA YAPILMASI
Mümin şahıs (Mehdi) Deccal'i görünce:
Ey insanlar! Resulullah'ın zikrettiği Deccal işte budur, der. Deccal hemen onunla ilgili emrini verir de, o zat
karnı üzerine uzatılır ve arkasından:
Onu alın da yaralayın! der. Artık o zatın sırtı ve karnı döve döve genişletilir.
Bu sefer onu iki eli ve iki ayağı ile yakalar da firlatır atar. İnsanlar Deccal'in onu bir ateş içine attığını
sanırlar. Halbuki o bir cennet içine atılmıştır.
Mehdilik ve İmamiye 40