Page 113 - Şeytanın Sinsi Bir Oyunu İnsanlara Tapınma Dini
P. 113

Adnan Oktar (Harun Yahya)


                bir ge liş me mey da na ge ti re me ye ce ği ni gös te rir. Za ten yük sek de re ce de özel -
                leş miş bir or ga niz ma da mey da na ge le bi le cek rast lan tı sal bir de ği şim, ya et -
                ki siz ola cak tır ya da za rar lı. Bir kol sa atin de mey da na ge le cek ras ge le bir
                de ği şim kol sa ati ni ge liş tir me ye cek tir. Ona bü yük ih ti mal le za rar ve re cek
                ve ya en iyi ih ti mal le et ki siz ola cak tır. Bir dep rem bir şeh ri ge liş tir mez, ona
                yı kım ge ti rir. (Charles Darwin, The Origin of Species: A Facsimile of the First Edition, Harvard
                University Press, 1964, s. 179)
                Nitekim bugüne kadar hiçbir yararlı, yani genetik bilgiyi geliştiren mutas-
             yon örneği gözlemlenmedi. Tüm mutasyonların zararlı olduğu görüldü. An-
             laşıldı ki, evrim teorisinin "evrim mekanizması" olarak gösterdiği
             mutasyonlar, gerçekte canlıları sadece tahrip eden, sakat bırakan genetik olay-
             lardır. (İnsanlarda mutasyonun en sık görülen etkisi de kanserdir.) Elbette
             tahrip edici bir mekanizma "evrim mekanizması" olamaz. Doğal seleksiyon
             ise, Darwin'in de kabul ettiği gibi, "tek başına hiçbir şey yapamaz." Bu gerçek
             bizlere doğada hiçbir "evrim mekanizması" olmadığını göstermektedir. Evrim
             mekanizması olmadığına göre de, evrim denen hayali süreç yaşanmış olamaz.


                Fo sil Ka yıt la rı: Ara Form lar dan Eser Yok

                Evrim teorisinin iddia ettiği senaryonun yaşanmamış olduğunun en açık
             göstergesi ise fosil kayıtlarıdır.
                Evrim teorisinin bilim dışı iddiasına göre bütün canlılar birbirlerinden tü-
             remişlerdir. Önceden var olan bir canlı türü, zamanla bir diğerine dönüşmüş
             ve bütün türler bu şekilde ortaya çıkmışlardır. Teoriye göre bu dönüşüm yüz
             milyonlarca yıl süren uzun bir zaman dilimini kapsamış ve kademe kademe
             ilerlemiştir.
                Bu durumda, iddia edilen uzun dönüşüm süreci içinde sayısız "ara
             türler"in oluşmuş ve yaşamış olmaları gerekir.
                Örneğin geçmişte, balık özelliklerini taşımalarına rağmen, bir yandan da
             bazı sürüngen özellikleri kazanmış olan yarı balık-yarı sürüngen canlılar ya-
             şamış olmalıdır. Ya da sürüngen özelliklerini taşırken, bir yandan da bazı kuş

                                          111
   108   109   110   111   112   113   114   115   116   117   118