Page 109 - Makaleler 2. Cilt
P. 109
Darwin Efsanesinin Sonu 107
bi "kriz içinde bir teori"dir.
Darwinizm'in bilim karfl›s›ndaki yenilgisi, üç temel bafll›kta incelenebilir:
1) Teori, hayat›n yeryüzünde ilk kez nas›l ortaya ç›kt›¤›n› asla aç›klaya-
mamaktad›r.
2) Teorinin öne sürdü¤ü "evrim mekanizmalar›", gerçekte hiçbir evrim-
lefltirici etkiye sahip de¤ildir.
3) Fosil kay›tlar›, evrim teorisinin öngörülerinin tam aksine bir tablo or-
taya koymaktad›r.
"Hayat Tesadüfen Ortaya Ç›kt›" ‹ddias›n›n Geçersizli¤i
Darwin teorisini 1800'lerin ortas›nda gelifltirmiflti. O dönemin en dikkat
çekici özeli¤i ise, bilim düzeyinin bugünle k›yaslanamayacak kadar geri ol-
mas›yd›. Ne Darwin ne de teoriye öncülük eden di¤er isimler, canl›lar›n na-
s›l üredikleri, nas›l bir biyokimyaya sahip olduklar›, kal›t›m›n nas›l gerçek-
leflti¤i gibi konularda hemen hiçbir bilgiye sahip de¤illerdi. Canl›l›¤›n detay-
lar› gözlemlenemedi¤i için, hayat›n tesadüfen ortaya ç›km›fl ve yine tesadüf-
lerle geliflmifl olabilece¤i iddias›n› makul gösterebilmifllerdi.
Oysa 20. yüzy›l›n geliflen bilimi, canl›l›¤›n detaylar›nda evrimcilerin hiç
ummad›klar› kadar karmafl›k bir bilgi ve plan oldu¤unu ortaya ç›kard›. Dar-
win ve yandafllar› "Bir hücrenin oluflmas› için gerekli kimyasallar› kar›flt›r›p
uzunca bir süre beklemek yeterlidir" diyorlard›. Oysa 20. yüzy›l›n ikinci ya-
r›s›nda modern elektron mikroskoplar›n›n alt›nda incelenen canl› hücresi,
bambaflka bir tablo ortaya koydu. Hücrede o denli karmafl›k bir tasar›m var-
d› ki, bu yap›n›n tesadüfen oluflmas›, ünlü ‹ngiliz astronom ve matematikçi
Sir Fred Hoyle'un ifadesiyle, "Bir hurda y›¤›n›na isabet eden kas›rgan›n sa-
vurdu¤u parçalarla tesadüfen bir Boeing 747 uça¤›n›n oluflmas›" kadar im-
kans›zd›. (Fred Hoyle, Nature, 12 Kas›m 1981)
Hatta bu benzetme bile yetersizdir; çünkü insano¤lu ulaflt›¤› teknolojiy-
le Boeing 747 yapabildi, ama bugün hala dünyan›n hiçbir laboratuvar›nda
tek bir canl› hücresi bile sentezlenemedi.
Peki bu neyi gösterir? Bu kadar karmafl›k bir yap›, evrim teorisinin iddia
etti¤i gibi tesadüflerle ortaya ç›km›fl olamaz. Nas›l bir saat, çarklar›n tesadü-
fen meydana gelmesiyle oluflamaz ve kendisini yapan bir saatçinin varl›¤›n›