Page 237 - Risale-i Nur - İman ve Küfür Muvazeneleri
P. 237

ELHÜCCET-ÜZ-ZEHRA                                                                              239

                                                      ِ
                                              ِ
            için   gezdiriyor..  Ve onun ile,  ضرَلاْاﻭ تاومﺴ لا روﻧ لِلَّا Haki-
                                                               ن ن ن ه
                                                   َ
                                                        َ ٰ َّ
                                               ْ
            katını   gösterir,  Hâlıkını  bu  İsmin  Cilvesiyle tanıttırır diye
                                                            ِ ِ
                                                         ِ
                                                  ۪
            anladı.   Bütün   Ruh u Canıyla      ن َ يمَل اعْلا  بر لِلّ دمحْلَا    dedi,
                                                     َ
                                                          َ ه ن ْ َ

                ِ
                               ۪
             َ   مهﻴَﻠع تمعﻧَا    ني   َ ْ    ذَّلا   taifesine girdi.
               ْ ْ َ َ ْ َ

                    O  seyyahın  Âlemlerdeki  seyahatında  gördüğü
            ikinci nümunesi:

                   O,  küre-i  arz  gemisinden  çıkıp  hayvanat  ve  insanlar
            Âlemine girdi. Dinden Ruh almayan hikmet-i tabiiye gözlüğü
            ile  o  Âleme  baktı,  gördü  ki:  O  hadsiz  zîhayatların  hadsiz
            ihtiyaçları  ve  onları  inciten  ve  hırpalayan  hadsiz  muzır
            düşmanları ve merhametsiz hâdiseleri var iken, o ihtiyaçlara
            karşı sermayeleri binden, belki yüzbinden ancak bir olabilir.
            Ve  o  muzır  şeylere  mukabil  iktidarları,  milyondan  ancak
            birdir. Bu çok dehşetli ve acınacak vaziyette, rikkat-i cinsiye
            ve  şefkat-i  nev'iye  ve  Akıl  alâkadarlığı  ile  onların  haline  o
            derece  acıdı  ve  mahzun  ve  me'yus  ve  Cehennem  azabı  gibi
            azab  alırken  ve  o  perişan  Âleme  girdiğine  bin  pişman
            olurken,     birden     Hikmet-i Kur'aniye    imdadına     yetişti,

               ِ
                                ۪

              م
            َ    هﻴَﻠع  تم   عﻧَا      نيذ      َّلا   dürbününü  verdi.  "Bak"  dedi.  Baktı,
                      َ
              ْ
                ْ َ
                         َ
                             َ ْ ْ
                                  ِ
                         ِ
            gördü  ki:   ضرَلاْاﻭ     تاومﺴل ا  روﻧ  لِلَّا  Tecellisiyle  Rahman,
                                             ن ن ن ه
                           ْ
                               َ
                                     َ ٰ َّ
            Rahîm,  Rezzak,  Mün'im,  Kerim,  Hafîz  gibi  çok  Esma-i
            İlahiyenin her biri, birer güneş gibi
   232   233   234   235   236   237   238   239   240   241   242