Page 238 - Risale-i Nur - İman ve Küfür Muvazeneleri
P. 238

240                                                        ÎMAN VE KÜFÜR MUVAZENELERİ


                                                               ِ
                                                                       ِ
                                 ِ
                                              ِ ِ
                    ِ
                                                        ِ
                                                                 ٍ
                           ٍ
                ِ
                                                    ِ
             اهقزر لمحت    َلا  ةبٓاد  نﻣ نِيَاَكﻭ  ۞     اهتﻴصانب  ٌذخآ و   ه َّلاا  ةبٓاد  نﻣ اﻣ   ﻭ
                   ن
                      ْ َ
                                                                  َّ
                                                                      ْ َ
                            َّ
                                ْ َ
                                                   َ
              َ َ ْ
                                   ْ
                                             َ َ
                                                            ن َ
                                        َ
                                                                           َ َ

                            ۞    ﻡدآ ٓ َ    ۪ ن۪ب  انﻣﺮَك     دقَلﻭ  ۞     منكاياﻭ اهقزﺮي لِلَّا
                                                     ِ

                                                 ْ َّ َ َ ن ن ْ َ ن ه
                           َ َ
                                         ْ َ َ
                                   َ ْ َّ
                                                     ِ
                                      ۪
                                                    َّ ْا
                                      ﻴعﻧ         ر   ۪ فَل  َ  اﺮبَلا      نا
                                       َ ٍم
                                              َ ْ
            gibi  Âyetlerin  burçlarında  tulû'  ettiler.  O  insan  ve  hayvan
            dünyasını  Rahmetle,  İhsanla  doldurup  bir  nevi  muvakkat
            Cennete  çevirdiler.  Ve  bu  şâyan-ı  temaşa,  güzel  ibretli
            misafirhanenin  Mihmandar-ı  Kerimini  tam  bildirdiklerini
                                         ِ ِ
                                     ِ
                              ۪
                                       َ ه
            bildi. Bin kere   ن َ يمَل اعْلا     بر لِلّ     دمحْلَا dedi.
                                            ن ْ َ
                                 َ

                    Seyahatındaki  yüzer  müşahedatından  üçüncü
            nümunesi:  Hâlıkını,  İsimlerinin  ve  Sıfatlarının  Tecelli  ve
            Cilveleriyle  tanımak  isteyen  o  dünya  seyyahı,  Akıl  ve
            Hayaline  dedi  ki:  "Haydi!  Ruhlar  ve  Melekler  gibi  biz  dahi
            cesedimizi  yerde  bırakıp  göklere  çıkacağız.  Hâlıkımızı
            Semavattakilerden  soracağız.  Ruh  Hayale  ve  Akıl  Fikre
            bindiler,  Semaya  çıktılar.  Kozmoğrafya  fennini  kendilerine
            rehber   ettiler.   Dini    dinlemeyen    bir    felsefe    nazarıyla,
               ِ
             ي
               اض       بوضغﻣ  cereyanlarıyla  baktılar.  Gördü  ki:  Küre-i
               ل
               ٓ

                        ن ْ َ
                     ْ
            arzdan  bin  defa  büyük,  top  güllesinden  yüz  defa  çabuk
            hareket  edenler  içlerinde  bulunan  binler  kütleler,  ateş  saçan
            yıldızlar,  şuursuz,  camid,  serseri  gibi  birbiri  içinde  sür'atle
            gezerler. Bir dakika bir tesadüfle biri yolunu şaşırsa; o boş ve
            hududsuz  ve  hadsiz,  nihayetsiz  Âlemde  bir  şuursuz  küre  ile
            çarpmak suretinde Kıyamet gibi bir herc ü merce sebeb olur.

                   O  seyyah,  hangi  tarafa  baktı  ise;  dehşet  ve  vahşet  ve
            hayret  ve  korkmak   aldı,   göğe   çıktığına  bin pişman oldu.
   233   234   235   236   237   238   239   240   241   242   243