Page 26 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 26
M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI
DÜNYADAK RAHMAN GÜÇLER VE
KARŞISINDAK ŞER ODAKLARI
Y LERLE KÖTÜLER N MÜCADELES TAR H N
HER DÖNEM NDE DEVAM ETM ŞT R
Allah Kuran ayetleriyle, tarihin başlangıcından bu yana, hep iki karşıt gücün bir
mücadelesi olduğunu haber vermiştir: 'Deccaliyet' ve 'Mehdiyet'...
Bir tarafta dönemin 'hidayet önderi' yani 'Mehdi'si olan kişi, diğer tarafta ise o
devirde 'küfrün önderliğini yapan, zulmü organize eden Deccali' vardır.
İçinde yaşadığımız bu dönemde Deccaliyet, 'tüm dünya derin devletlerinin li-
derliğini yapan Dünya Derin Devleti' tarafından organize edilen bir güçtür. Tarihte
ise bu güç, hep farklı Deccallerin kontrolünde olmuştur. Deccaliyet, Hz. İbrahim
(as) devrinde Nemrut, Hz. İsa (as) döneminde Roma Yönetimi, Hz. Musa (as) dö-
neminde ise Firavun tarafından organize ediliyordu. Dolayısıyla her devirde bu
derin devletler varlığını sürdürmüştür.
İşte bu derin devletler, tüm fikir sistemini, hareket tarzını, stratejisini, eylem
kararlarını ve ilhamını şeytandan alır. Bunun sonucunda da 'kendi asrının Decca-
liyeti' olarak ortaya çıkar ve 'kendi asrının Mehdiyetiyle' mücadele eder. Örneğin
Nemrut devrinin Mehdi'si, Hz. İbrahim (as), Roma devrinin Mehdi'si ise, İsa
Mesih (as)'dı. Nemrut'un Derin Devleti de, Roma Derin Devleti de, Mehdiyet'e karşı
galip gelebilmek için şeytandan aldıkları ilham ile hareket ediyorlardı. Firavun devrinin
Mehdi'si ise, Hz. Musa (as)'dı; Firavun tüm gücüyle ve imkanlarıyla ona karşı müca-
dele ediyordu. Ahir Zamanda da Deccaliyetin kontrolündeki Dünya Derin Devle-
ti'nin karşısında olan Rahmani güç ise Peygamberimiz (sav)'in soyundan gelen ve
'Hatem-ül Veli', yani 'en son ve en büyük veli' olan Hz. Mehdi (as)'dır.
Ahir Zamanı yaşadığımız şu dönemde halihazırda dünyada 'dört ayrı kuvvet
topluluğu' vardır:
1- Hz. Mehdi (as) ve Kuran'da mehdi talebeleri olduğuna işaret edilen Kehf Ehli,
2- Ahir zamanda ikinci kez yeryüzüne geleceği bildirilen Hz. İsa (as) ve Kehf
kıssasında İsa Mesih (as)'ın talebeleri olduğuna işaret edilen Ashab-ı Rakim,
24