Page 310 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 310

M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI






                           1. Enzimler olmadan protein sentezlenemez ve enzimler de birer protein-
                       dir.
                           2. Tek bir proteinin sentezlenmesi için 100'e yakın proteinin hazır bulun-

                       ması gerekmektedir. Dolayısıyla proteinlerin varlığı için proteinler gerekir.
                           3. Proteinleri sentezleyen enzimleri DNA üretir. DNA olmadan protein

                       sentezlenemez. Dolayısıyla proteinlerin oluşabilmesi için DNA da gerekir.
                           4. Protein sentezleme işleminde hücredeki tüm organellerin önemli görev-
                       leri vardır. Yani proteinlerin oluşabilmesi için, eksiksiz ve tam işleyen bir hüc-

                       renin tüm organelleri ile var olması gerekmektedir.
                           Hüc re nin çe kir de ğin de yer alan ve ge ne tik bil gi yi sak la yan DNA mo le kü lü ise,

                       ina nıl maz bir bil gi ban ka sı dır. İn san DNA'sı nın içer di ği bil gi nin, eğer ka ğı da dö -
                       kül me ye kal kıl sa, 500'er say fa dan olu şan 900 cilt lik bir kü tüp ha ne oluş tu ra ca ğı he -
                       sap lan mak ta dır.

                           Bu nok ta da çok il ginç bir iki lem da ha var dır: DNA, yal nız bir ta kım özel leş miş
                       pro te in le rin (en zim le rin) yar dı mı ile eş le ne bi lir. Ama bu en zim le rin sen te zi de an -
                       cak DNA'da ki bil gi ler doğ rul tu sun da ger çek le şir. Bir bi ri ne ba ğım lı ol duk la rın dan,

                       eş le me nin mey da na ge le bil me si için iki si nin de ay nı an da var ol ma la rı ge re kir. Bu
                       ise, ha ya tın ken di li ğin den oluş tu ğu se nar yo su nu çık ma za sok mak ta dır. San Di ego
                       Ca li for nia Üni ver si te si'nden ün lü ev rim ci Prof. Les lie Or gel, Sci en ti fic Ame ri can

                       der gi si nin Ekim 1994 ta rih li sa yı sın da bu ger çe ği şöy le iti raf eder:
                           Son  de re ce  komp leks  ya pı la ra  sa hip  olan  pro te in le rin  ve  nük le ik  asit le rin

                           (RNA ve DNA) ay nı yer de ve ay nı za man da rast lan tı sal ola rak oluş ma la rı
                           aşı rı de re ce de ih ti mal dı şı dır. Ama bun la rın bi ri si ol ma dan di ğe ri ni el de et -
                           mek de müm kün de ğil dir. Do la yı sıy la in san, ya şa mın kim ya sal yol lar la or ta -

                           ya çık ma sı nın as la müm kün ol ma dı ğı so nu cu na var mak zo run da kal mak ta -
                           dır. (Leslie E. Orgel, The Origin of Life on Earth, Scientific American, c. 271,

                           Ekim 1994, s. 78)
                           Kuşkusuz eğer hayatın kör tesadüfler neticesinde kendi kendine ortaya çıkma-
                       sı imkansız ise, bu durumda hayatın yaratıldığını kabul etmek gerekir. Bu gerçek,

                       en temel amacı Yaratılış'ı reddetmek olan evrim teorisini açıkça geçersiz kılmakta-
                       dır.



                           Ev r  m n Ha ya l  Me ka n z ma la rı

                           Dar win'in te ori si ni ge çer siz kı lan ikin ci bü yük nok ta, te ori nin "ev rim me ka -
                       niz ma la rı" ola rak öne sür dü ğü iki kav ra mın da ger çek te hiç bir ev rim leş ti ri ci gü ce

                       sa hip ol ma dı ğı nın an la şıl mış ol ma sı dır.




           308
   305   306   307   308   309   310   311   312   313   314   315