Page 313 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 313

ad nan o k t ar (haru n  y ahy a)






                 bütün türler bu şekilde ortaya çıkmışlardır. Teoriye göre bu dönüşüm yüz milyon-
                 larca yıl süren uzun bir zaman dilimini kapsamış ve kademe kademe ilerlemiştir.
                     Bu durumda, iddia edilen uzun dönüşüm süreci içinde sayısız "ara türler"in

                 oluşmuş ve yaşamış olmaları gerekir.
                     Örneğin geçmişte, balık özelliklerini taşımalarına rağmen, bir yandan da bazı

                 sürüngen özellikleri kazanmış olan yarı balık-yarı sürüngen canlılar yaşamış olma-
                 lıdır. Ya da sürüngen özelliklerini taşırken, bir yandan da bazı kuş özellikleri

                 kazanmış sürüngen-kuşlar ortaya çıkmış olmalıdır. Bunlar, bir geçiş sürecinde
                 oldukları için de, sakat, eksik, kusurlu canlılar olmalıdır. Evrimciler geçmişte yaşa-

                 mış olduklarına inandıkları bu hayali varlıklara "ara-geçiş formu" adını verirler.
                     Eğer gerçekten bu tür canlılar geçmişte yaşamışlarsa bunların sayılarının ve
                 çeşitlerinin milyonlarca hatta milyarlarca olması gerekir. Ayrıca bu garip canlıların

                 kalıntılarına mutlaka fosil kayıtlarında rastlanması gerekir. Darwin, Türlerin Köke-
                 ni'nde bunu şöyle açıklamıştır:

                     Eğer  te orim  doğ ruy sa,  tür le ri  bir bi ri ne  bağ la yan  sa yı sız  ara-ge çiş  çe şit le ri
                     mut la ka ya şa mış ol ma lı dır... Bun la rın ya şa mış ol duk la rı nın ka nıt la rı da sa -
                     de ce fo sil ka lın tı la rı ara sın da bu lu na bi lir. (Charles Darwin, The Origin of

                     Species, s. 172, 280)
                     Ancak bu satırları yazan Darwin, bu ara formların fosillerinin bir türlü bulu-

                 namadığının da farkındaydı. Bunun, teorisi için büyük bir açmaz oluşturduğunu
                 görüyordu. Bu yüzden, Türlerin Kökeni kitabının "Teorinin Zorlukları" (Difficulti-
                 es on Theory) adlı bölümünde şöyle yazmıştı:

                     Eğer gerçekten türler öbür türlerden yavaş gelişmelerle türemişse neden
                     sayısız ara geçiş formuna rastlamıyoruz? Neden bütün doğa bir karmaşa

                     halinde değil de tam olarak tanımlanmış ve yerli yerinde? Sayısız ara geçiş
                     formu olmalı, fakat niçin yeryüzünün sayılamayacak kadar çok katmanında

                     gömülü olarak bulamıyoruz?.. Niçin her jeolojik yapı ve her tabaka böyle bağ-
                     lantılarla dolu değil? (Charles Darwin, The Origin of Species, s. 172, 280)



                     Dar win' n Yı kı lan Umut la rı

                     An cak 19. yüz yı lın or ta sın dan bu ya na dün ya nın dört bir ya nın da hum ma lı

                 fo sil araş tır ma la rı ya pıl dı ğı hal de bu ara ge çiş form la rı na rast la na ma mış tır. Ya pı -
                 lan ka zı lar da ve araş tır ma lar da el de edi len bü tün bul gu lar, ev rim ci le rin bek le dik -
                 le ri nin ak si ne, can lı la rın yer yü zün de bir den bi re, ek sik siz ve ku sur suz bir bi çim de

                 or ta ya çık tık la rı nı gös ter miş tir.





                                                                                                             311
   308   309   310   311   312   313   314   315   316   317   318