Page 87 - Kuledeki Küçük Adam
P. 87
A Adnan Oktar (Harun Yahya)
Teori, yeryüzünde bulunan milyonlarca canlı türünün, bu canlı-
ların, kulak, göz, akciğer, kanat gibi sayısız kompleks organları-
nın "mutasyonlara", yani genetik bozukluklara dayalı bir süreç
sonucunda oluştuğunu iddia etmektedir. Ama teoriyi çaresiz bı-
rakan açık bir bilimsel gerçek vardır: Mutasyonlar canlıları ge-
liştirmezler, aksine her zaman için canlılara zarar verirler.
Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sa-
hiptir. Bu molekül üzerinde oluşan herhangi bir tesadüfi etki an-
cak zarar verir. Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan bunu
şöyle açıklar:
Mu tas yon lar kü çük, ras ge le ve za rar lı dır lar. Çok en der ola rak
mey da na ge lir ler ve en iyi ih ti mal le et ki siz dir ler. Bu üç özel lik,
mu tas yon la rın ev rim sel bir ge liş me mey da na ge ti re me ye ce ği ni
gös te rir. Za ten yük sek de re ce de özel leş miş bir or ga niz ma da mey -
da na ge le bi le cek rast lan tı sal bir de ği şim, ya et ki siz ola cak tır ya
da za rar lı. Bir kol sa atin de mey da na ge le cek ras ge le bir de ği şim
kol sa ati ni ge liş tir me ye cek tir. Ona bü yük ih ti mal le za rar ve re cek
ve ya en iyi ih ti mal le et ki siz ola cak tır. Bir dep rem bir şeh ri ge liş -
tir mez, ona yı kım ge ti rir. (B. G.
Ran ga nat han, Ori gins?, Pennsyl va -
nia: The Ban ner Of Truth Trust,
1988)
Mu tas yon la rın se bep ola ca ğı
de ğişiklikler an cak ölü ler,
sa kat lar ve has ta lar dır. Yan -
da mu tas yo na uğ ra mış mey -
ve si ne ği res mi gö rül mek te -
dir.
85