Page 355 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 355
YİRMİSEKİZİNCİ MEKTUB – ÜÇÜNCÜ MES’ELE 357
B i r i n c i M i s a l : Ben kendim on değil, yüz değil, binler defa
müteaddid tecrübatımla kanaatım gelmiş ki: Sözler ve Kur'andan gelen
Nurlar; Aklıma Ders verdiği gibi, Kalbime de Îman hali telkin ediyor,
Ruhuma Îman zevki veriyor ve hâkeza... Hattâ dünyevî işlerimde;
Keramet sahibi bir Şeyhin bir Müridi, nasıl Şeyhinden hacatına dair Meded
ve Himmet bekliyor; ben de Kur'an-ı Hakîm'in Kerametli Esrarından o
hacatımı beklerken, ümid etmediğim ve ummadığım bir tarzda bana çok
defa hasıl oluyor. Yalnız cüz'iyattan iki küçük misal:
Biri: Onaltıncı Mektub'da izahı ve tafsili geçen; Süleyman isminde
bir misafirime, katran ağacı başında koca bir ekmek Hârika bir tarzda
gösterilmiş. İki gün ikimiz, o Hediye-i Gaybîden yedik.
İkinci Misal: Gayet küçük ve latif, bugünlerde vaki' olan mes'eleyi
söyleyeceğim. Şöyle ki:
Fecirden evvel hatırıma geldi ki; bir zâtın Kalbine vesvese verecek
bir tarzda tarafımdan sözler söylenilmişti; keşki dedim onu görseydim,
Kalbindeki dağdağayı izale etseydim. Aynı dakikada, Nis'e gitmiş bir parça
Kitabım bana lâzım idi; keşki elime geçseydi dedim. Sabah Namazından
sonra oturdum; baktım aynı zât, o Kitab parçası elinde olduğu halde içeri
girdi. Ona dedim: "Senin elindeki nedir?" Dedi: "Bilmiyorum, kapının
önünde Nis'ten gelmiş diye birisi bana verdi; ben de size getirdim."
ْ للّا ْ ْ ناحبسف dedim; böyle bir vakitte bu adamın evinden çıkıp gelmesi ve
ٰ
ُ
şu Söz'ün Nis'den gelmesi, hiç tesadüfe benzemiyor. Ve böyle bir adama
şöyle bir parça Kitabı aynı dakikada eline verip bana gönderen, elbette
ِ ِ
Kur'an-ı Hakîm'in Himmetidir diyerek, ْدمحْْللّ ُ ْ ل ا dedim; benim en
ٰ
küçük, ehemmiyetsiz, hafî Arzu-yu Kalbimi bilen birisi, elbette bana
merhamet ediyor, beni himaye ediyor; öyle ise dünyanın minnetini beş
paraya almam.
İ k i n c i M i s a l : Biraderzadem merhum Abdurrahman, sekiz
seneden beri benden ayrılıp dünyanın gaflet ve evhamlarına bulaştığı halde,
şahsıma karşı haddimden çok fazla hüsn-ü zannı varmış. Bende olmayan ve
elimden gelmeyen Himmeti istiyor ve meded bekliyordu. Kur'an-ı
Hakîm'in Himmeti imdadına yetişti. Haşre dair olan Onuncu Söz'ü,
vefatından üç ay evvel eline yetiştirdi. O Söz onu manevî kirlerinden ve
evham ve gafletten temizlemekle beraber; âdeta Mertebe-i Velayete çıkmış
gibi, vefatından evvel yazdığı Mektubunda üç zahir Keramet izhar etmiş.
Yirmiyedinci Mektub'un fıkraları içinde dercedilmiş, müracaat olunsun.
Ü ç ü n c ü M i s a l : Burdur'lu Hasan Efendi isminde Ehl-i Kalb bir