Page 357 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 357

BARLA  LÂHİKASI                                                                                                 359

           suretiyle  benim  gibi  garib,  ihtiyar,  hastalıklı  bir  adama  şübhe  isnad
           ederek  tarassud  ettirmek  ve  hareket-i  şahsiyemi  bilâ-sebeb  taht-ı
           nezarette bulundurmakla verilen tazyik ve sıkıntı kâfi gelmiyormuş gibi,
           bu  senenin  Nisanının  dördüncü  günü,  kış  münasebetiyle  ve
           mütemadiyen harekâtımın takib ve tarassud edilmesinden dolayı harice
           çıkmadığımdan sıkılmıştım.
                  İşte o günü, altı aylık ızdırabımı tahfif etmek ve biraz teneffüs ve
           rahatsızlığımı  izale  etmek  için,  havanın  güzelliğinden  istifade  ederek
           gezmeye gitmiştim. Avdetimde bir komiser ile iki polis ikamet ettiğim
           evimin  kapısında  ve  bir  komiserle  iki  polis  de  bahçenin  dışarısında
           bulunuyorlardı.  İçeriye  girdim,  komiser  ve  iki  polis  beni  takib  ettiler.
           Odama  çıktım,  onlar  da  arkamda  idiler.  Benimle  beraber  girdiler,
           taharriye başladılar.
                  Dokuz  seneden  beri  ihtilattan  bilâ-sebeb  men'edildiğimden,
           mesleğim itibariyle Kur´ân ve İman ile hasr-ı iştigal etmiştim. Ve onun
           neticesi olarak yazdırdığım Eserlerden;

                  Birisi,  Kur´ân-ı  Hakîm'deki  ikibin  sekizyüz  küsur  Lafza-i
           Celal'in  bir  Sırr-ı  Kerametini  ve  bir  Nakş-ı  İ’cazını  gösterecek,  en
           müstesna bir Hatt ile yazılmış gayetle kıymetdar yirmiden fazla Kur´ân-
           ı Kerim cüzlerini,

                  2-  Beka-yı  Ruh  ve  Melaike  ve  Haşrin  Hakkaniyetine  dair
           Yirmidokuzuncu  Söz  namı  altındaki  Risalenin  içinde  tezahür  eden,
           kendimce en ekall bin liraya değer bir Sırr-ı Azîmi gösteren Risaleyi,

                  3-  Hazret-i  Peygamber'in  Risaletini  güneş  gibi  isbat  eden  ve
           hârika  bir  surette  oniki  saatte  te'lif  edilen  yüz  elli  sahifelik
           Ondokuzuncu Mektub namı altında Mu'cizat-ı Ahmediye Risalesini, ki
           o Mu'cizatın Kerameti olarak, o Risalede Tevafuk namıyla öyle bir Sırr-
           ı Azîm tezahür etmiş ki, o Risale tek başıyla maddeten bin lira kadar
           kendimizce kıymetdardır.

                  4-  Vahdaniyet-i  İlahiyeyi  güneş  gibi  isbat  eden  ve  Kur´ân'ın
           otuzüç  Âyet-i  Azîmesini  tefsir  eden  Otuzüç  Pencere  namındaki
           Otuzüçüncü Mektub ki, Sırr-ı Tevafukla beraber Kıymet-i  İlmiyesi ve
           Edebiyesi  itibariyle  Ehl-i  Tevhidce  yalnız  maddeten  bin  lira  kadar
           ehemmiyetli olan Risaleyi,

                  5-  Şirkin  esasını  ref'  edip,  Vahdaniyeti  nihayetsiz  derecede
           kuvvetle  isbat  eden  Otuzikinci  Söz  namı altındaki Eseri ki, o Eser bir
   352   353   354   355   356   357   358   359   360   361   362