Page 359 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 359
BARLA LÂHİKASI 361
tevehhüm yüzünden olmakla inziva ettiğim bir mağaradan çıkartılarak
menfîlerle birlikte nefyedildim. Bu müddet zarfında siyasetle ve dünya
ile alâkam olmadığına, bu memleketteki dokuz senelik tarz-ı hayatımın
şehadetiyle beraber, Risalelerimde gerek emniyet dairesi ve gerekse
hükûmet dairesi dâî-i şübhe bir şey bulamadıklarıdır. (Haşiye) Eğer bir
cürmüm varsa, dokuz seneden beri mütemadiyen dikkat ettikleri halde,
cürmümü görmeyen veya gösteremeyenler, şimdi göstermeye
mecburdurlar.
Şu Kitab zayiatımdan lâakal şahsî iki bin lira zararım var. Çünki,
bunların hiç birisinin başka bir Nüshasını bende bırakmadılar. Vaktiyle
Tab' etmek için, yalnız İşarat-ül İ'caz Tefsirine ikiyüz elli lira verdim.
Arabî mecmuası üç yüz lira. Ve Yirmidokuzuncu Söz ve Ondokuzuncu
Sözlerde o Sırr-ı Azîme hiçbir Âlim ve hiçbir edib yoktur ki, "Bin lira
kıymetindedir" demesin.
Ve bir de, onüç sene evvel hükûmet Dâr-ül Hikmet'te yüz lira
maaş alacak kadar iş görebilecek bir adam nazarıyla bana bakmış, ayda
yüz lira maaş vermiş. Bu sekiz senede beni, yarım saat bir köy olan
İlama'ya iki defadan fazla gitmeye müsaade edilmeyecek derecede
ihtilat ve gezmekten men'edildiğim gibi, bir vâridatım, bir malım
olmamakla beraber, o köyde benim gibi bir adam çalışacak iş
bulamadığımdan ve kimsenin bir şeyini de kabul etmemek, bir meslek-i
hayatım olduğundan, çektiğim perişaniyet ve zarar ve ziyanın takdirini
müddeiumumîliğe havale ederek, ya Kitablarımın hepsinin iadesini
veyahut bu husustaki zarar ve ziyanımın müsebbiblerinden tazminini
dava ediyorum.
Tetimme: Hükûmetin kanunu, Tarîkat Dersi vermeğe ve nusha
yazmağa ve nüfuz temin etmeğe müsaade etmediği ve ben de bunlarla
alâkadar olmadığım ve hükûmet de yanıma gelen ziyaretçileri
----------
(Haşiye): Cây-ı dikkattir ki, sekiz-dokuz seneden beri zulüm ve tazyikat
altında gizlemeye mecbur olduğum en eski ve en mahrem evrakları âni olarak taharri
edip hiçbir şey bırakmayarak alındığı halde, mûcib-i telaş ve dâî-i endişe ve medar-ı
hicab ve hacalet bir şey bulunmaması; garazkâr su'-i zanlı ehl-i dünyanın ona karşı
ettikleri haksız tazyikat ve tarassud ne kadar çirkin ve hata olduğunu gösteriyor.
Acaba onu ittiham eden ve kendini vatana ve millete Sadık tevehhüm eden
ehl-i dünyanın en büyük memurundan en küçüğüne kadar, değil sekiz-dokuz sene,
belki sekiz-dokuz ay zarfında en mahrem ve en gizli evrakı meydana atılıp tedkik
edilse, ona telaş verecek ve utandıracak sekiz-dokuz madde çıkmaz mı?