Page 50 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 50
52 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN
(Hulusi Bey'in fıkrasıdır)
Maddeten uzak düşen bu bîçare Talebenizi yakından temsil eden
Hâfız Sabri Efendi'yle diğer zevatın Nurlar hakkındaki ihtisasları çok
kıymetli ve yüksek ve lâyıklı bir surette ifade edilmiştir. Bir
Mektubunuzda Muallim Cudi'nin Kasidesi münasebetiyle buyur-
duğunuz Vecizeyi burada tekrara münasebet geldi.
ِ
ِ
ِ
ِ
دمحمب ۪ تَل اقمب تحدم نكل َ ٰ ۞ و ۪ تَل اقمب ادمحم تحدم ام و
َ
َ
َ َ
ْ َ
َ َ
ً َّ َ ُ ُ ْ َ َ َ
َّ َ ُ
ُ ْ
Sırrınca güzellik yazılarımızda değil, belki İ’caz-ı Kur´ân'dan olan nurlu
Sözler'e ve Mektubat'a aiddir. Her Ferd-i Mü'min, derece-i fehm ve
zevkine göre, aslında güzel olan bir şeyi tarif eder. Acz ve fakrdaki
lezzet, şefkat ve tefekkürdeki ulviyet; Hakikaten hiçbir şeyle kabil-i
kıyas değilmiş.
Hâl-i Âlem müsaid olsa da, Hazine-i Hassa-i Kur´ân'dan
çıkararak tabir-i âlînizce Dellâllığını yaptığınız Elmasları çok gözler
görse. Görse de, sarhoşlar ayılsa, mütehayyirler kurtulsa, Mü'minler
sevinse, mülhidler, kâfirler, müşrikler İmana, İnsafa, Daire-i Akla
gelseler. Ve bu mes'ud ve ulvî neticeyi bizlere idrak ettirmesini Eltaf-ı
ِ
İlahiyeden Tazarru' ve Niyaz ediyorum. يمۤا.
َ
Muhterem Üstad! Allah-u Zülcelal Hazretlerine ne kadar
müteşekkir bulunsanız yeridir. Acz ve fakr tezkeresiyle girmeye
muvaffak olduğunuz Saray-ı Kur´ân'ın Has Hazinesinden, gözler
görmemiş, kulaklar işitmemiş cevherleri görüyor ve me'zun olduğunuz
mikdarını necim necim çıkartarak evvelâ kendiniz bakıyor, sonra
"Eyyühe-l İnsan! İşte bakınız, bu misafirhaneyi açan, Âlemleri
Rahmetiyle yaratan, sizi Hikmetiyle halk buyurup bu Âleme gönderen
Sultan-ı Kâinat bin üçyüz küsur sene evvel büyük bir elçisi Habib-i
Ekrem'i (A.S.M.) vasıtasıyla, size Hilkatteki Hikmeti, buraya
gelmekteki maksadı, Ubudiyetin iktiza ettiği Hizmeti ilh.. bildirmişti.
Bu Âlî Tebligatı, o Kudsî Ahkâmı sizin anlayacağınız lisanla
anlatıyorum, dinleyiniz. Eğer Aklınız varsa, gözünüz görüyorsa,
insanlığınız varsa, Hakikatı anlar ve İmana gelirsiniz." diye Beyanatta
ِ ِ
bulunuyorsunuz. Bizler hasb-el kader دمحْلا فَلِ bu Kudsî Beyanatı
ُ ْ َ
ه َ
yakından dinlemek, görmek ve göstermek iştiyakını gösterdik. Siz de o
Elmasları gösterip bizi uyandırdınız. Hakikatı anlatıp, yolumuzu
doğrultmaya